sallandırmak

Turkish

Etymology

Causative of sallanmak. From Ottoman Turkish صاللاندرمق (ṣallandırmaḳ, “to make or let swing”), from Ottoman Turkish صاللانمق (ṣallanmaḳ, “to swing, to oscillate, to falter”), from Ottoman Turkish صاللامق (ṣallamaḳ, “to swing or rock to and fro, to mind, to pay attention”), from Ottoman Turkish صالمق (ṣalmaḳ, “to let go, to free, to let hang down, to send”), from Proto-Turkic *sal- (“to swing, to let hang down, to let go, to spare, to set free”), morphologically sal- +‎ -le +‎ -n (“passive and reflexive suffix”) +‎ -dir (“causative suffix”) +‎ -mek. Cognates with Azerbaijani sallandırmaq.

Pronunciation

• IPA^(key): /saɫ.ɫan.dɯɾˈmak/
• Hyphenation: sal‧lan‧dır‧mak

Verb

sallandırmak (third-person singular simple present sallandırır)

1. (transitive) causative of sallanmak
2. (transitive, figuratively) To execute someone by hanging; to string up.

   Synonyms: asmak, idam etmek, ipe çekmek, darağacına çekmek

Conjugation

Conjugation of sallandırmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			sallandırmak
impersonal participle	imperfective		sallandıran
	perfective		sallandırmış
	prospective		sallandıracak
personal participle	non-prospective		sallandırdığım	sallandırdığın	sallandırdığı	sallandırdığımız	sallandırdığınız	sallandırdıkları
	prospective		sallandıracağım	sallandıracağın	sallandıracağı	sallandıracağımız	sallandıracağınız	sallandıracakları
verbal noun			sallandırma
way of doing			sallandırış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sallandırırım	sallandırırsın	sallandırır	sallandırırız	sallandırırsınız	sallandırırlar
		imperfective	sallandırıyorum	sallandırıyorsun	sallandırıyor	sallandırıyoruz	sallandırıyorsunuz	sallandırıyorlar
	past	perfective	sallandırdım	sallandırdın	sallandırdı	sallandırdık	sallandırdınız	sallandırdılar
		imperfective	sallandırıyordum	sallandırıyordun	sallandırıyordu	sallandırıyorduk	sallandırıyordunuz	sallandırıyorlardı (or sallandırıyordular)
	future		sallandıracağım	sallandıracaksın	sallandıracak	sallandıracağız	sallandıracaksınız	sallandıracaklar
	future-in-the-past	definite	sallandıracaktım	sallandıracaktın	sallandıracaktı	sallandıracaktık	sallandıracaktınız	sallandıracaklardı
		indefinite	sallandırırdım	sallandırırdın	sallandırırdı	sallandırırdık	sallandırırdınız	sallandırırlardı
inferential	perfective		sallandırmışım	sallandırmışsın	sallandırmış	sallandırmışız	sallandırmışsınız	sallandırmışlar
	aorist		sallandırırmışım	sallandırırmışsın	sallandırırmış	sallandırırmışız	sallandırırmışsınız	sallandırırlarmış (or sallandırırmışlar)
	imperfective		sallandırıyormuşum	sallandırıyormuşsun	sallandırıyormuş	sallandırıyormuşuz	sallandırıyormuşsunuz	sallandırıyorlarmış
conditional	simple		sallandırsam	sallandırsan	sallandırsa	sallandırsak	sallandırsanız	sallandırsalar
	perfective		sallandırsaydım	sallandırsaydın	sallandırsaydı	sallandırsaydık	sallandırsaydınız	sallandırsaydılar
optative			sallandırayım	sallandırasın	sallandıra	sallandıralım	sallandırasınız	sallandıralar
progressive			sallandırmaktayım	sallandırmaktasın	sallandırmakta	sallandırmaktayız	sallandırmaktasınız	sallandırmaktalar
necessitative			sallandırmalıyım	sallandırmalısın	sallandırmalı	sallandırmalıyız	sallandırmalısınız	sallandırmalılar
imperative				sallandır	sallandırsın		sallandırın	sallandırsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sallandırır mıyım?	sallandırır mısın?	sallandırır mı?	sallandırır mıyız?	sallandırır mısınız?	sallandırırlar mı?
		imperfective	sallandırıyor muyum?	sallandırıyor musun?	sallandırıyor mu?	sallandırıyor muyuz?	sallandırıyor musunuz?	sallandırıyorlar mı?
	past	perfective	sallandırdım mı?	sallandırdın mı?	sallandırdı mı?	sallandırdık mı?	sallandırdınız mı?	sallandırdılar mı?
		imperfective	sallandırıyor muydum?	sallandırıyor muydun?	sallandırıyor muydu?	sallandırıyor muyduk?	sallandırıyor muydunuz?	sallandırıyorlar mıydı?
	future		sallandıracak mıyım?	sallandıracak mısın?	sallandıracak mı?	sallandıracak mıyız?	sallandıracak mısınız?	sallandıracaklar mı?
inferential	perfective		sallandırmış mıyım?	sallandırmış mısın?	sallandırmış mı?	sallandırmış mıyız?	sallandırmış mısınız?	sallandırmışlar mı?
	aorist		sallandırır mıymışım?	sallandırır mıymışsın?	sallandırır mıymış?	sallandırır mıymışız?	sallandırır mıymışsınız?	sallandırırlar mıymış?
	imperfective		sallandırıyor muymuşum?	sallandırıyor muymuşsun?	sallandırıyor muymuş?	sallandırıyor muymuşuz?	sallandırıyor muymuşsunuz?	sallandırıyorlar mıymış?
conditional	simple		sallandırsam mı?	sallandırsan mı?	sallandırsa mı?	sallandırsak mı?	sallandırsanız mı?	sallandırsalar mı?
	perfective		sallandırsa mıydım?	sallandırsa mıydın?	sallandırsa mıydı?	sallandırsa mıydık?	sallandırsa mıydınız?	sallandırsalar mıydı?
progressive			sallandırmakta mıyım?	sallandırmakta mısın?	sallandırmakta mı?	sallandırmakta mıyız?	sallandırmakta mısınız?	sallandırmaktalar mı?
necessitative			sallandırmalı mıyım?	sallandırmalı mısın?	sallandırmalı mı?	sallandırmalı mıyız?	sallandırmalı mısınız?	sallandırmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			sallandırmamak
impersonal participle	imperfective		sallandırmayan
	perfective		sallandırmamış
	prospective		sallandırmayacak
personal participle	non-prospective		sallandırmadığım	sallandırmadığın	sallandırmadığı	sallandırmadığımız	sallandırmadığınız	sallandırmadıkları
	prospective		sallandırmayacağım	sallandırmayacağın	sallandırmayacağı	sallandırmayacağımız	sallandırmayacağınız	sallandırmayacakları
verbal noun			sallandırmama
way of doing			sallandırmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sallandırmam	sallandırmazsın	sallandırmaz	sallandırmayız	sallandırmazsınız	sallandırmazlar
		imperfective	sallandırmıyorum	sallandırmıyorsun	sallandırmıyor	sallandırmıyoruz	sallandırmıyorsunuz	sallandırmıyorlar
	past	perfective	sallandırmadım	sallandırmadın	sallandırmadı	sallandırmadık	sallandırmadınız	sallandırmadılar
		imperfective	sallandırmıyordum	sallandırmıyordun	sallandırmıyordu	sallandırmıyorduk	sallandırmıyordunuz	sallandırmıyorlardı
	future		sallandırmayacağım	sallandırmayacaksın	sallandırmayacak	sallandırmayacağız	sallandırmayacaksınız	sallandırmayacaklar
inferential	perfective		sallandırmamışım	sallandırmamışsın	sallandırmamış	sallandırmamışız	sallandırmamışsınız	sallandırmamışlar
	aorist		sallandırmazmışım	sallandırmazmışsın	sallandırmazmış	sallandırmazmışız	sallandırmazmışsınız	sallandırmazlarmış
	imperfective		sallandırmıyormuşum	sallandırmıyormuşsun	sallandırmıyormuş	sallandırmıyormuşuz	sallandırmıyormuşsunuz	sallandırmıyorlarmış
conditional	simple		sallandırmasam	sallandırmasan	sallandırmasa	sallandırmasak	sallandırmasanız	sallandırmasalar
	perfective		sallandırmasaydım	sallandırmasaydın	sallandırmasaydı	sallandırmasaydık	sallandırmasaydınız	sallandırmasaydılar
optative			sallandırmayayım	sallandırmayasın	sallandırmaya	sallandırmayalım	sallandırmayasınız	sallandırmayalar
progressive			sallandırmamaktayım	sallandırmamaktasın	sallandırmamakta	sallandırmamaktayız	sallandırmamaktasınız	sallandırmamaktalar
necessitative			sallandırmamalıyım	sallandırmamalısın	sallandırmamalı	sallandırmamalıyız	sallandırmamalısınız	sallandırmamalılar
imperative				sallandırma	sallandırmasın		sallandırmayın	sallandırmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	sallandırmaz mıyım?	sallandırmaz mısın?	sallandırmaz mı?	sallandırmaz mıyız?	sallandırmaz mısınız?	sallandırmazlar mı?
		imperfective	sallandırmıyor muyum?	sallandırmıyor musun?	sallandırmıyor mu?	sallandırmıyor muyuz?	sallandırmıyor musunuz?	sallandırmıyorlar mı?
	past	perfective	sallandırmadım mı?	sallandırmadın mı?	sallandırmadı mı?	sallandırmadık mı?	sallandırmadınız mı?	sallandırmadılar mı?
		imperfective	sallandırmıyor muydum?	sallandırmıyor muydun?	sallandırmıyor muydu?	sallandırmıyor muyduk?	sallandırmıyor muydunuz?	sallandırmıyorlar mıydı?
	future		sallandırmayacak mıyım?	sallandırmayacak mısın?	sallandırmayacak mı?	sallandırmayacak mıyız?	sallandırmayacak mısınız?	sallandırmayacaklar mı?
inferential	perfective		sallandırmamış mıyım?	sallandırmamış mısın?	sallandırmamış mı?	sallandırmamış mıyız?	sallandırmamış mısınız?	sallandırmamışlar mı?
	aorist		sallandırmaz mıymışım?	sallandırmaz mıymışsın?	sallandırmaz mıymış?	sallandırmaz mıymışız?	sallandırmaz mıymışsınız?	sallandırmazlar mıymış?
	imperfective		sallandırmıyor muymuşum?	sallandırmıyor muymuşsun?	sallandırmıyor muymuş?	sallandırmıyor muymuşuz?	sallandırmıyor muymuşsunuz?	sallandırmıyorlar mıymış?
conditional	simple		sallandırmasam mı?	sallandırmasan mı?	sallandırmasa mı?	sallandırmasak mı?	sallandırmasanız mı?	sallandırmasalar mı?
	perfective		sallandırmasa mıydım?	sallandırmasa mıydın?	sallandırmasa mıydı?	sallandırmasa mıydık?	sallandırmasa mıydınız?	sallandırmasalar mıydı?
progressive			sallandırmamakta mıyım?	sallandırmamakta mısın?	sallandırmamakta mı?	sallandırmamakta mıyız?	sallandırmamakta mısınız?	sallandırmamaktalar mı?
necessitative			sallandırmamalı mıyım?	sallandırmamalı mısın?	sallandırmamalı mı?	sallandırmamalı mıyız?	sallandırmamalı mısınız?	sallandırmamalılar mı?

Further reading

• “sallandırmak”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu