Belek Gazi, (Balak ya da Balağ olarak da bilinir, tam adı Nürü'd-Devle Belek bin Behram bin Artuk, ö. 5 Mayıs 1124, Münbiç), Selçukluların Harput, Dersim, Halep ve Genç emiri olan Türkmen komutan. Bugün dahi adı hâla Elazığ'da sık sık anılarak yad edilen, dönemin Harput Emir'i ve Türk Orduları Başkumandanı'dır. Harput Türkmenlerinin, Gakgoşların atasıdır. Belek Gazi, Haçlılara karşı imha edici muharebelerle büyük zaferler kazanan, Anadolu'nun Türkleşmesinde büyük rol oynayan, kahramanlığı ile nam salmış, adil ve şefkatli bir Türk fatihiydi. Belek Gazi kendi döneminde gelişen Haçlı Seferlerine karşı büyük başarılar göstermiş, 1122 yılında Urfa kontu I. Joselin'i, 1123'te ise onu kurtarmaya gelen Kudüs Kralı II. Baudouin'i esir ederek zincire vurmuş ve ikisini de Harput kalesinde hapsetmiştir. Bu üstün başarıları üzerine Büyük Selçuklu Sultanı tarafından "Türk Orduları Başkumandanı" tayin edilmiştir. Kendisine "Gazi" unvanı verilmiştir. Belek Gazi 1124 yılında ise Menbiç kalesini kuşatırken göğsüne isabet eden bir okla şehit düşmüştür. Onun vefatı Müslümanların duraklamasına ve Haçlıların ise bir süre yükselişine sebep olsa da Belek Gazi'nin ölümünden 14 yıl sonra doğan, Eyyubi Sultanı olan ve Haçlılara karşı büyük başarıları devam ettiren Selahattin Eyyubi çıkıvermiştir.

Belek Gazi'nin Elâzığ'da bulunan heykeli.

Belek Gazi’den sonra 1185 yılına kadar Harput’ta yine Artukoğulları'ndan gelen Prensler, hüküm sürmüşlerdir. Bunlardan Fahrettin Karaaslan’ında Harput tarihinde unutulmaz yeri ve eserleri vardır. 1148-1174 yılları arasında Harput’ta hüküm sürmüş ve burada bulunan Ulu Camii'yi yaptırmıştır. Tarihçi Profesör Halil Yinanç, Belek Gazi'den övgüyle bahsetmekte ve onun hakkında şunları demektedir: "Belek Gazi bütün ömrünü gaza ve cihad içinde geçirmiş, ülkesinde emsalsiz bir sükun ve asayiş temin etmiş, adalet ve kanunu hakim kılmış, dindar ve mütevazı bir emir idi. Ölümü, Müslümanlık ve Türklük için hakiki bir ziya ve musibet olmuş ve mağlup olmaya başlayan Haçlıların yeniden kalkınmalarına sebebiyet vermiştir. Haçlılar böyle korkunç ve galip bir düşmandan kurtuldukları için çok sevinmişlerdi.[1]

Haçlılara Karşı Giriştiği Savaşlar

değiştir

1122 yılında amcası İlgazi Bey'in ikaz ve davetine icabet edip, Halep Kuşatması için ordusuyla birlikte amcasına iştirak etti. Yolda amcası İlgazi Bey'in hasta olması yüzünden doğuya çekilmesiyle ordunun başında yalnız kalan Belek, aynı esnada kendisine karşı hazırlık içinde bulunan bölgedeki Frenk haçlıların kralı konumundaki Urfa kontu I. Joselin ile aynı bölgenin (Birecik) senyörü olan Galeran du Puiset'i bugün Suruç olarak adlandırılan bölgede karşıladı ve patlak veren büyük savaş sonucunda muzaffer olarak Urfa kontu Jocelin(Joselin)'i esir etti ve Harput Kalesi'ne hapsetti. Selçuklu emiri Belek, muzafferiyetinden sonra tekrar Harput'a avdet eyledi.

Belek Bey'in yokluğu esnasında Haçlılar için önceleri müşkül olan Halep Kalesi'nin muhasarası daha cazip bir hal almıştı. Belek Bey'in bölgede yayılan galebelerini işitmiş olup, Haçlıların aldığı mağlubiyetlerden bihaber olmayan Kudüs kralı II. Baudouin, 1122-1123 yılları arasında Halep güzergahında ilerleyerek dolay kalelerinin hepsini ele geçirdi. Bu harekât, kontrolden çıkmış olan Gerger Kalesi'nin tekrar muhasarayla meşgul olan Belek Bey'in kulağına gidince Belek Bey ikametinden ayrılarak hızlıca ordusunu topladı ve II. Baudouin'i karşılamak için yola koyuldu. Aynı zamanda II. Baudouin'de Belek Bey'in Gerger'i muhasara ettiğinden haberdardı ve kalede bulunanlar kendisine yapılan istimdat çağrısına kulak vererek Fırat'ın batı sahilini takip etme yoluyla Gerger'e ulaşmak istiyordu. Ancak Kudüs kralı II. Baudouin, yoldayken Frenklerin seslerini işiterek nehirden biraz ayrılarak araziyi sezdi ve tam bu esnada bugün Turuş olarak adlandırılan bölgede Belek Bey ve ordusunun yıldırım hızıyla kendilerinin üzerine yaklaştığını fark etti. İbnü'l Kalanisi'ye göre 8 Nisan, İbn Al-Adim'e göre 18 Nisan tarihinde meydana gelen bu şiddetli ve çetin muharebede Belek Bey muazzam bir muvaffakiyet kazandı. Kudüs Kralı II. Baudouin ve bir grup şövalye esir edildi. Bu savaşın neticesinde Haçlılar, İslam mülk ve topraklarında o zamana kadarki en büyük mağlubiyeti almışlardı ve büyük bir şöhret elde eden Belek Bey, Gazi unvanını kazandı. Bu olay ertesinde kendisine Belek Gazi denmeye başlandı ve namı tüm İslam aleminde işitildi.

Bu zafer üzerine Selçuklu sultanı Mahmud, Belek Gazi'ye Halep emaretine ilişkin menşurunu göndermiş ve Halep idaresini kendisine taksim etmiştir.[2]

Ayrıca Belekgazi Lisesi adıyla Elazığ'da bir devlet lisesi bulunmaktadır.

Kaynakça

değiştir
Özel
  1. ^ Alptekin 1992, s. 402-403.
  2. ^ Mükrimin Halil Yinanç (1943). Belek. İslam Ansiklopedisi. Maarif Matbaası - İstanbul. ss. 468-472. 10 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
Genel

Dış bağlantılar

değiştir
  NODES