Ducum Muharebesi ya da Samarra Muharebesi, 1732-1736 Osmanlı-İran Savaşı'nda bir evre. Topal Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Nadir Şah komutasındaki Safevî ordusunu 19 Temmuz 1733'te büyük bir yenilgiye uğratarak kuşatma altındaki Bağdat'ı kurtardı.

Ducum Muharebesi
1732-1736 Osmanlı-İran Savaşı

1 Nadir Şah Osmanlıların sol kanadına tarruz ettiyse de Topal Osman Paşa'nın bir gece önce bölgede mevzilendirdiği kuvvetler başarıyla direndi
2 Bu taarruzundan sonuç alamayan Nadir Şah tüm kuvvetleriyle Osmanlıların ana merkezine hücum etti ve Osmanlıları karargahlarına kadar ricate zorladı
3 İhtiyat birliklerini devreye sokan Topal Osman Paşa karşı taarruza geçti. Şiddetli çarpışmalardan sonra düzeni bozulan İran ordusu ağır kayıplarla geri çekilmeye başladı.
Tarih19 Temmuz 1733
Bölge
Sebep Osmanlı Devleti'nin Safevîler tarafından kuşatılan Bağdat'ı kurtarmak istemesi
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Bağdat kuşatmadan kurtarıldı
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Safevî İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Topal Osman Paşa Nadir Şah
Güçler
100.000 asker[1]
105 top[2]
70-80.000 asker
toplar ve zemberekler
Kayıplar
30.000 ölü[3] 30.000 ölü[3]
3.500 esir

Bu muharebede Nadir Şah meydan muharebelerindeki tek yenilgisini aldı ve süratle yeniden asker toplayarak yeni bir orduyla kendi ordusunu kışlamak üzere terhis etmiş Topal Osman Paşa üzerine yürüdü ve sayıca az Osmanlı ordusunu 24-26 Ekim 1733'te Kerkük civarında Leylan Muharebesi'nde mağlup etti.

Bununla birlikte, İran ordusu gerek Ducum Muharebesi'ndeki ağır kayıpları gerek ülkenin güneydoğusunda çıkan Muhammed Han Belucî Ayaklanması'nı bastırmaya yönelmesi nedeniyle yeniden Bağdat üzerine yürüyemedi. Bu anlamda, Bağdat'ın 1917'de İngilizler tarafından işgaline dek Osmanlı egemenliğinde kalması bağlamında Osmanlıların Ducum Muharebesi'nde elde ettikleri zafer tarihî bir öneme sahip oldu.

Muharebe öncesi

değiştir

1727 yılında Hemedan Antlaşması'yla sona eren ve Osmanlılara Kafkasya ile İran'ın batısını kazandıran 1723-1727 Osmanlı-İran Savaşı'ndan üç yıl sonra İranlılar kaybettikleri toparkları geri almak için karşı saldırıya geçtiler. 1730-1732 Osmanlı-İran Savaşı'nın ilk yılında Nadir Şah başarı kazanarak Batı İran'daki toprakları kurtardıysa da, 1731 yılındaki taarruzunda II. Tahmasb hem Revan'da hem Kürican Muharebesi'nde Osmanlılar karşısında büyük bir yenilgiye uğradı. Osmanlılar 1730'da yitirdikleri toprakları geri almalarına rağmen 1732 yılında Ahmed Paşa Antlaşması'yla Aras Irmağının güneyindeki toprakları Safevîlere terk etmeye razı oldular.

Bu rağmen iki taraf da sözkonusu Antlaşmanın koşullarından tatmin olmadı, zira Osmanlı Padişahı I. Mahmud Osmanlı ordusunun elindeki Tebriz'in terkine rıza göstermezken (II. Tahmasb'ın Kürican Muahrebesi'ndeki yenilgisinden sonra) İran'da yönetimi fiilen devralmış olan Nadir Şah ise Kafkasya'daki İran topraklarını kurtarmak istiyordu.

Dolayısıyla 10 Ocak 1732'de sağlanan barış yaklaşık dokuz ay sonra (6 Ekim 1732) Nadir Şah'ın Osmanlı Devleti'ne yeniden savaş açmasıyla bozuldu. İran ordusu Kasım'da Kirmanşah'ı ele geçirdi ve 10 Aralık'ta buradan Irak'a doğru harekete geçerek Zuhab'ı zaptettiyse de 27 Aralık'ta Kerkük'te püskürtüldü. Erbil'i ele geçirdikten sonra Bağdat'a yöneldi ve kentin çevresindeki Osmanlı mukavemetini kırarak 1733 Ocak ortasında burayı kuşatmaya başladı.

Bağdat Valisi Ahmet Paşa'nın Osmanlı merkezinden yardım talebine binaen, Osmanlı Devleti de eski Sadrazam ve Erzurum Valisi Topal Osman Paşa'ya Anadolu Beylerbeyliğini de vererek İran seraskerliğine atadı ve Bağdat'ı kurtarmaya gönderdi.

Muharebe

değiştir

5 Mart'ta Diyarbakır'a ulaşan Topal Osman Paşa giderek kalabalıklaşarak yaklaşık 100.000 askere varan ordusuyla 26 Nisan'da yeniden harekete geçti ve Musul'a vardı. 18 Haziran'da Musul'dan yeniden harekete geçen Osmanlı ordusu 26 Haziran'da Zap Suyu kıyısında kamp kurdu. Osmanlı ordusu Altunköprü'ye geldiğinde ise Nadir Şah'ın Topal Osman Paşa'yı muharebeye davet eden mektubu geldi. Karşılıklı mektuplaşmaların ardından Osmanlı ordusu ileri harekâtını sürdürdü ve İranlıların ablukası altındaki Kerkük'ü kurtardı.

Ardından Bağdat'a doğru harekete geçen Osmanlı ordusu, Kerkük'ün etrafının İran ordusu tarafından yağmalanması nedeniyle zahire sıkıntısı çektiği gibi, köprülerin, yolların ve konakların tahrip edilmesi nedeniyle de ağır hareket etmek zorunda kaldı. Buna karşılık, Topal Osman Paşa ordusunun sıcak yaz mevsiminde susuzluk çekmemesini teminen Dicle Nehri'ne yakın bir yürüyüş izledi ve su takviyesinin günlük yapılmasını sağladı. Adana Valisi Kara Pulat Ahmet Paşa'yı 6.000 askerle öncü, Karahisar-ı Sahip Valisi Memiş Paşa'yı da keza 6.000 askerle artçı kuvvet olarak görevlendirdi. 6 Temmuz'da Pulat Ahmet Paşa'dan Nadir Şah komutasındaki İran ordusunun on saatlik mesafede olduğu bilgisi geldi.

Gerçekten de İran ordusu, Bağdat'ta kalıp daha iyi mevzilendiği bölgede savunma savaşı vereceğine dair beklentilerin aksine, Osmanlı ordusu üzerine yürümüş ve daha yürüyüş sırasında susuzluk sorunu çekmeye başlamıştı. 18-19 Temmuz gecesindeki harp meclisinde stratejisini kararlaştıran Osmanlı ordusu 19 Temmuz'da Samarra kenti civarındaki Ducum mevkiine ulaştı.

12.000 askerini Bağdat önünde kuşatmayı sürdürmek üzere bırakan Nadir Şah ise 70 ilâ 80.000 askerlik ordusuyla kuzeye doğru yürümüş ve aynı günün sabahında Ducum'a gelmişti. Karargâhını buraya kuran Nadir Şah, ordusunun üç tarafını siperlerle sağlamlaştırdı ve çevresini toplar, zemberekler ve ateşli kulelerle tahkim etti.

Nadir Şah bu hazırlıkları yaparken, İran ordusundaki Kızılbaş öncü birlikleri ile Osmanlı öncü birlikleri arasında saat 10.30 civarında ilk çatışmalar başladı. Yarım saat sonra ise İran ordusunun topçuları ateşe başladı ve Nadir Şah ordusunun 50.000 kişilik bölümüyle Osmanlıların sol kanadına yüklenerek sarma harekâtı icra etmek istedi. Burada karşılaşılan mukavemetin ardından ise tüm ordusuyla Osmanlı ordusunun merkezine taarruz etti.

Bu taarruz başlangıçta başarılı oldu. İran ordusunun topyekün saldırdığı bu esnada bir Kızılbaş ve Afgan bölüğü de Osmanlı toplarını ele geçirmek için hücuma kalktı ve Pulat Ahmet Paşa kolundan 3, İbrahim Paşa kolundan ise 4 parça top ele geçirmeyi başardı. Abdullah Ağa kolunun direnci de zayıflarken, Memiş Paşa kolundaki askerler de Dicle Nehri'nin kenarından ayrılmaya başladı. Bu esnada Osmanlı ordusundaki 2.000 Kürt atlı da firar etti.

Topal Osman Paşa bu aşamada ihtiyat birlikleri ile Memiş Paşa komutasındaki artçı birlikleri (yaklaşık 20.000 asker) karşı taarruza yöneltti. Bu karşı taarruzlarla kaybedilen toplar geri alınırken Kızılbaş-Afgan birliğinin ele geçirdiği mevziler de kurtarıldı.

Bu karşı taarruz İran ordusunu da sarsarken, susuzluk nedeniyle süvarileri dağılmaya başlayan İran ordusunda düzensizlik giderek arttı. Osmanlı askerinin baskısı altında iki defa attan düşen Nadir Şah'ın yaralı görüntüsü de İran ordusundaki bozgun havasını ağırlaştırdı. Susuzluğunu gidermek isteyen bir bölüm İran askeri boğulurken bir bölümü de yoğun ateş altında imha edildi. Nadir Şah çevresinde toplanan birlikler ise dokuz saatlik muharebenin ardından düzensiz bir şekilde çekilmeye başladı. Düzenli bir şekilde İran ordusunu takip etmeye başlayan Osmanlı ordusu da İranlılara ağır kayıplar verdirdikleri gibi, İranlıların topları, cephaneleri, 500 civarı zemberekleri, savaş aletleri, çadırları ve zahireleri Osmanlıların eline geçti.

Muharebe sonrası

değiştir

Persler, çoğu Osmanlı'nın eline geçen tüm topçu parçaları da dahil olmak üzere tüm kuvvetlerinin neredeyse yarısını kaybetti: 30.000 kişi öldü ve yaralandı, 3.500 kişi daha ele geçirildi (500'ü soğukkanlılıkla idam edildi). Ancak Osmanlılar da savaşta adamlarının dörtte birini kaybederek fena halde hırpalandılar. Zafer, beraberindeki bedel ne kadar ağır olursa olsun, Ahmed Paşa ve adamlarının -Topal Paşa'nın kuzeydeki şanlı zaferinin haberiyle- moralleri yükseldi Bağdat Şehrinin kapılarından dışarı çıkıp şehri kuşatan İranlılara saldırmaya karar verdiler. Dışarı çıkıp şehri kuşatan İranlılara saldırdılar netice olarak arkalarında ölüler bırakarak İranlılar kaçtı ve Bağdat kuşatmasına son verildi. 24 Temmuz 1733'te Topal Osman Paşa, adamlarını zaferle Bağdat'a yürüdü.

Bu muharebe Nadir Şah'ın kaybettiği ender muharebelerdendir ve Nadir Şah bunun intikamı peşinde koşmuştur.Ducum yenilgisini telafi etmek ve Topal Osman Paşa ile tekrar karşılaşmak üzere kuvvetlerini tekrar toplayıp Hamedan'dan tekrar Osmanlı sınırına yürümüştür. Kasım 1733'te Osman Paşa ile Kerkük civarında yapılan Leylan Muharebesi'nde Osmanlı kuvvetleri yenilgiye uğratıldığı gibi, Topal Osman Paşa da Nadir Şahça öldürtülüp ölmüştür. Bağdat'a dayanan Nadir Şah burada Ahmet Paşa ile anlaşma imzalamıştır.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Mehman Süleymanov, Nadir Şah, s.228
  2. ^ İlker Külbilge, 18.Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı-İran Siyasi İlişkileri (1703-1747), s.221
  3. ^ a b Enver Cebeci, Topal Osman Paşa ve Osmanlı-İran savaşlarındaki rolü (1664-1733), s.64

Ayrıca bakınız

değiştir
  NODES
os 60