Feniks

mitolojik kuş

Feniks (Latince: phoenix, eski Yunanca: Φοῖνιξ, Phoiniks, Arapça: العنقاء), eski Mısır kökenli efsanevi ateş kuşunun Batı mitolojisindeki karşılığıdır.[1]

Yuvasında yeniden doğmak üzere kendini yakan feniks kuşu.

Değişik mitler

değiştir

Pers mitolojisinde Simurg, Anka, İslam sonrası Türk mitolojisinde Zümrüdü Anka veya Simurg u Anka, daha önceleri de Tuğrul olarak geçmesi gibi birçok milletin efsanelerinde karşılık bulmaktadır.[1] Bahsedilen bu kuşlar bu mitolojilerde kısmen benzerlik, kısmen de farklılık göstermektedir.[2]

Yunan mitolojisinde feniksin Habeş diyarında yaşadığına inanılıp bir kartal büyüklüğünde ve çok uzun ömürlü olduğu söylenmektedir. Gözleri yıldızlar gibi parlak olup başında parlak bir sorguç bulunmaktadır. Boynunun tüyleri yaldızlı, diğer tarafları ise kırmızıdır. Ömrünün sonlanmakta olduğunu anlayınca, kuru dalları zamkla sıvayarak kendine yuva yapar ve üstüne kurulur. Kızgın güneşin yuvayı tutuşturup kendini yakmasının ardından küllerinden bir yumurta meydana gelir ve ondan da yeni bir feniks çıkar.[3] Bu sebeple Hıristiyanlar feniks adını verdikleri bu kuş mitini öldükten sonra tekrar dirilmenin simgesi sayarak yorumlamışlardır.[1]

Feniks, eski Fenike mitolojisi kaynaklı (Sanchuniathon'a göre), Çin mitolojisinde, Mısır dininde ve de sonra gelen Yunan mitolojisinde de gözüken mitsel, kutsal bir ateşten kuştur.

Görünüşü ve yetenekleri

değiştir

Feniks, rengârenk tüylü ve altından kızıl (mor, mavi ya da yeşil farklı efsanelere göre) bir kuyruğa sahip mitolojik bir kuştur. 500 ile 1000 yıl arası bir hayat döngüsüne sahiptir, hayatının sonuna doğru kendine dallardan bir yuva yapar ve yuvayı ateşe verir. Yuvayla beraber kuş da cayır cayır yanar ve küllerine dönüşür. Bu küllerden yeni bir feniks ya da yumurtaları ortaya çıkar, yeniden yaşamak için doğar. Yeni feniks eski hâlinin yaşadığı kadar yaşamaya mahkûmdur. Bazı hikâyelerde, yeni doğan feniks eski hâlinden kalan küllerinin mürrüsafiden (sakız, sarı sakız, reçine) yapılı bir yumurtanın içine mumyalar ve Mısır şehri Heliopolis'e bırakır (Yunancada güneş şehri). Söylenir ki, kuşun çığlığı çok güzel bir şarkı gibidir. Çok az sayıda hikâyede insana dönüşebilme yetenekleri vardır.

Simurg ya da simorgh (Feniks) Pers mitolojisi kaynaklıdır (Pers İmparatorluğu, M.Ö. 247). Tamamiyle bir kuşa benzer bir görünümden, bir köpeğin kafasına sahip olmaya ya da meme emziren bir yavru haline kadar çeşitli enkarnasyonlara sahip olmuştur. Genellikle koruyucu olarak kabul edilse de, bazı hikâyelerde insanın simurgun yanında güvende olmadığı söylenir. Birçok hikâye feniks hikâyelerindeki elemanları içinde barındırır.

Flavius Philostratus (M.S. 170)[4] feniksten Hindistan'da yaşayan ve her beş yüz yılda bir Mısır'a göç eden bir kuş olarak bahseder. Ortaya attığı rivayet açıkça Hint tanrısı Vişnu'nun kuşu Garuda'dan etkilenmiştir. Kuşu güneş ışığının ışıması (emanation) olarak bir kartalın görüntüsünde ve ebatlarında kabul eder. Çağdaşı Lactantius, muhtemelen ünlü kuş hakkındaki en uzun şiiri yazan şairdir. Tasvirleri ve hayat süresi değişse de, Mısırlı feniks (bennu kuşu) erken Katolik sanatında, literatüründe ve Katolik sembolizminde, İsa'nın dirilişini, ölümsüzlüğünü ve ölümden sonra hayatı simgeleyen bir sembol olarak popüler olmuştur. Erken Katolik Kilisesi papazlarından Clement,[5] feniksten şöyle bahseder.

İzin ver doğu topraklarında, Arabistan ve çevresindeki topraklarda bulunan bu harika işarete (dirilişin) saygı gösterelim. Feniks adında bir kuş var. Türünün tek örneği ve beş yüz yıl yaşıyor. Ölüm zamanı yaklaştığında, kendine tütsüden, mürrüsafiden ve diğer baharatlardan bir yuva yapar. Zamanı dolduğunda bu yuvanın içine girer ve ölür. Ama beden çürüdükçe bir çeşit solucan ortaya çıkar, ölü kuşun sıvılarıyla beslenir ve yeni tüylerin oluşmasını sağlar. Daha sonra, gücünü topladığında içinde ebeveyninin kemikleri bulunan yuvayı Arabistan topraklarından geçerek Mısır'a Heliopolis'e getirir. Açık bir günde, bütün insanların gözü önünde, bu kemikleri güneşin sunağına koyar, bunu yaptıktan sonra hızla eski yerine doğru uçar. Rahipler tarihleri kontrol ederler ve tam olarak beş yüzyıl tamamlandığında geri dönmüş olduğunu görürler.

Michael W. Holmes erken dönem Hristiyan yazarlarının bu miti kullanmalarını Mezmur 92:12 [LXX Psalm 91:13]'de geçen kelimeyle doğruladıklarını ama aslında orada geçen kelimenin mitolojik bir kuşu değil, bir hurma ağacını işaret ettiğini söylemektedir. Bununla beraber, bunlar 17. yüzyıl Hristiyan okurları için Joban feniksini hayata getiren, Eyüp peygamber (Job) 29:18 ile ilgili parlamakta olan Hristiyan İbrani yorumlarıydı.

Bu yorumlamaların kalbinde, oldukça zengin tamamlayıcı anlamların çoğalması, chol kelimesinin üç şekilde çevrilmesinden (hurma ağacı, feniks ya da kum Eyüp 29:18'de) kaynaklanıyordu.

Esas olarak, feniks Mısırlılar tarafından leylek ya da balıkçık tipi benu adında bir kuş olarak belirtilmiştir. Ölüler kitabı ve diğer Mısır yazmalarından bilindiği üzere, feniks Heliopolis'teki, yakın bir şekilde güneşin doğuşu ve Mısır tanrısı Ra ile ilişkilendirilen, kutsal tapınma ibadet sembollerinden biriydi.

Yunanlar bunu kendi dillerinde mor-kırmızı ya da koyu kırmızı anlamına gelen phoenix φοίνιξ ile isimlendirdiler. Onlar ve Romalılar daha sonra kuşu tavus kuşu ya da kartal olarak resimlediler. Yunanlara göre feniks Fenike'de bir kuyunun yanında yaşardı. Şafakta kuyunun suyunda yıkanır ve Yunan güneş tanrısı Helios atlı arabasını onun şarkısını dinlemek için durdururdu. “Heraklesin yılanı boğazlaması” isimli resimde (Vettii Evi, Pompeii, İtalya) tanrıların kralı Zeus olarak gösterilmiştir.

Mısır feniksi için önerilen esinlenmelerden biri de Güney Afrika flamingosudur. Bu parlak pembe ya da beyaz kuşlar yumurtaları ya da yavruları için hayatta kalamayacak derecede sıcak olan tuzludüzlüklere yuvalarlar. Bu yüzden birkaç inç yüksekliğinde ve genişliğinde yumurtalarını destekleyen bir tepecik oluştururlar, bu da az da olsa daha serin bir ortam yaratır. Bu höyüklerin etrafındaki konveksiyon akımları bir alevin türbülansına benzemektedir. Zoolojide, flamingolar Phoenicopteridae ailesine mensupturlar, Phoenicopterus ya da "phoenix-kanatlı” tür ismini alırlar.

Feniks aynı zamanda İngilizcede, Çin mitolojisindeki en önemli mitolojik kuşa verilen isimdir. Fenghuang kendine ait sembolik anlamlara sahiptir.

İlgili kullanımları

değiştir

Pers mitolojisinde Simurgh kanatlı, çok geniş ve son derece yaşlı kuş benzeri bir yaratıktı. Simurgh birçok İran edebiyat klasiklerinde mesela Feridüddin Attâr'ın Mantık'ut-Tayr (Kuşların Dili) kitabında bir öğretmen ve kuşların lideri olarak ve Firdevsinin epik Şeyhnamesinde (Kralların kitabı), Simurg Zaal ya da Zal'ı yetiştirip yaşatmıştır, Rostam'ın babası.

Feniks eski ve yeni Lübnan kültürlerinin merkezindeki figürdür. Lübnanlılar Fenikelilerin soyundan gelmektedirler, sıklıkla kendilerini feniksin oğlu olarak tanımlarlar. Özellikle Lübnan ve Beyrut, sembolik olarak, uzun tarihi boyuna yedi kez yıkılmış ve yeniden kurulmuş olduğundan, bir feniks kuşu gibi gösterilmektedir.

Çin'de "fenghuang" yüzeysel olarak fenikse benzeyen mitsel bir kuştur. En çok saygı duyulan ikinci efsanevi yaratıktır (ejderhanın ardından), çoğunlukla imparatoriçe ve kadınların tasvir edilmesinde kullanılır. Feniks kuşların lideridir.

Japonya'da feniks hō-ō(kanji:"鳳凰) ya da "fushichō" olarak adlandırılır, tam anlamıyla “Ölümsüz kuş”.

Rus folklorunda, feniks "Zhar-Ptitsa" olarak gözükür ya da ateş kuşu, İgor Stravinski'nin 1910'daki ünlü balesinin konusu olmuştur. Feniks Yunan devrimi zamanında Alexander Ypsilantis ve diğer komutanların bayraklarında gösterilmiştir, Yunanistan'ın yeniden doğuşunu sembolize eder ve John Capodistria (1828-1832) tarafından seçilmiştir.

Ek olarak, İlk modern Yunan para birimi feniks oyması taşıyordu. Kraliyet arması ile değiştirilmesine rağmen, popüler bir sembol olarak kaldı ve 1930'larda ikinci Helenik Cumhuriyette yeniden kullanıldı.

Bununla beraber, 1967-74 arası askerî cunta tarafından kullanılması onu son derece popülerlikten uzaklaştırdı ve neredeyse 1974'ten sonra, önemli bir istisna harici (Order of Phoenix, Feniks Nişanı) kullanımdan kalktı.

Feniks takım yıldızı, Petrus Plancius tarafından organize edilen denizciler tarafından geç 16. yüzyılda, muhtemelen Keyser'lerden bir tanesi ya da de Houtman tarafından ortaya atıldı ve 1597'de Hondius tarafından yapılan yerkürede gösterildi. 

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c H. Dilek Batîslam (2002). "Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: Hümâ, Anka ve Simurg" (PDF). İstanbul: Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi. s. 185-208. 8 Eylül 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009. 
  2. ^ Duymaz, Ali (1998). "Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüdü Anka" (PDF). Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1. 27 Ekim 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009. 
  3. ^ Altınkaynak, Erdogan. "Yer Altı Diyarının Kartalı". erdoganaltinkaynak.com. 15 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009. 
  4. ^ Flavius Philostratus, Life of Apollonius of Tyana biyografisinin yazarı
  5. ^ Clement, The First Epistle of Clement Kisim: 25.

Dış bağlantılar

değiştir

  Wikimedia Commons'ta Phoenix ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

  NODES