Ksilografi

ahşap levha kullanılarak gerçekleştirilen bir baskı tekniği

Ksilografi ya da ağaç baskısı yahut ahşap baskı, ahşap levha kullanılarak, yüksek kazı tekniğiyle hazırlanan tahta kalıplarla gerçekleştirilmiş özgün bir baskı tekniği.[1] Bu kazıresim türünde, resmi meydana getiren tüm çizgiler ahşap baskı levhasının üzerinde, zeminden yüksekte kalacak bir biçimde oyulur. Yüksekte kalan bu kısım üzerine sürülen mürekkep, basım vasıtasıyla kağıt üzerine geçer.Ksilografi, ilk baskı tekniklerinden biridir.[2] Çin'de bulunmuş ve geliştirilmiş[3] olan bu yöntem Avrupa'da bilhassa 15. ve 16. yüzyıllarda yaygınlaşmıştır.

"Apocalypse", 1450 ve 1500 yılları arasında Avrupa'da basılmış bir levha kitaptan sayfa.
Ahşap baskı örneği 19. yüzyıl

Tarihçe

değiştir

Yazının çoğaltılması ihtiyacı önce silindir biçiminde kalıplar veya damgalar aracılığı ile balmumu ve kil üzerine yapılan uygulamalarla başlamış, ağaçtan ve pişirilmiş kilden de yararlanılmıştır. Çinliler'in 2. yüzyılda mermer üzerine kabartma şekiller yapıp üzerine ıslak kâğıt presledikten sonra bu kâğıtları mürekkepledikleri bilinmektedir. 8. yüzyıla gelindiğinde Çinliler ağaç oyma tekniğini bularak oluşturdukları kalıpları presle baskı yapmakta kullanmaya başlamışlardır.[4]

Tekniğin bulunup yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmasından önce, yazıya dayalı eserlerin, belgelerin çogaltılması işi güzel yazı sanatıyla uğraşmak üzere eğitim almış yazıcılar eliyle yapılmıştır.[5][6] Çok uzun zaman ve çok emek isteyen bu süreç, çoğaltılmış belge, metin ve kitaba olan ihtiyacın artmasıyla doğru orantılı olarak, daha pratik yöntemlerin aranmasına neden olmuştur. Çin'de Tanglar döneminde (648-907) gerçekleşen büyük reformlar (toprak, maliye, yönetim, ekonomi) sonucunda parlak bir uygarlık döneminin yaşanmasına ve özellikle 712'de Ming Huang’ın tahta çıkışıyla birlikte yaşanan edebiyat ve güzel sanatlar alanındaki büyük gelişmenin ve beraberinde öğretimin yaygınlaşmasının bu ihtiyacı tetiklediği, bu yüzden ksilografi tekniğinin bulunduğu söylenebilir.[7]

Bu baskı tekniğinde; basılması istenilen şey tahta levhalar üzerine ters kazınıp kabartma hâline getiriliyor, daha sonra fırça ile mürekkep sürülüp, preslenerek kağıda baskı yapılıyordu.[8] Çin’de 8. yüzyılda kullanılan bu yöntem, Asya'dan batıya olan göçlerin etkisiyle Mısır ve Suriye’ye kadar yayılmıştı. Önceleri kumaş üzerine desen basmada, kâğıt kullanımının yaygınlaşmasından sonra da sırasıyla kitaplardaki resimlerin, resimlerle birlikte yazıların çoğaltılmasında kullanıldı.[9]

764-770 yılları arasında Japon İmparatoriçesi Şotoku'nun bastırdığı “Budacı Büyüler” ve 868'de Çin'de basılan ve ilk kitap olarak bilinen dini nasihatlari derleyen “Elmas Sutra” ile 932'den başlayarak 130 cilt halinde basılan Çin klâsik yapıtları koleksiyonunun bu yöntemle basımı yapılan en eski eserler olduğu bilinmektedir.[10]

 
Ara Moriendi, "Dua" Hollanda 1460

Ünlü gezgin Marco Polo’nun Çin’de gördüğü ağaç baskı bloklarıyla baskı yöntemi bilgisini Avrupa sunmasından sonra 14. yy.da parşömenden kağıda geçişle birlikte ksilografi Avrupa’da da uygulanmaya başlamıştır.[11]

İlk uygulamalar, tahta üstüne yüksek kazı tekniğiyle tersten yapılan gravürlerin kağıda basılmasıyla üretilen ve tek yapraktan oluşan gravür örnekleridir. Ksilografi yöntemine göre hazırlanmış bu tür kalıplarla, 15. yüzyılda birkaç yapraktan oluşan ve ancak bir yüzüne baskı yapılabilen küçük kitapçıklar basılmıştır. tek parça kalıplardan üretildikleri için İngilizce'de bu kitaplara "blockbook" denilmektedir. Tekniğin yaygınlaşmasıyla, Avrupalı sanatçılar siyah ve beyaz renk hakimiyetinde özgün yapıtlar vermişlerdir.[9][12] Alman ressam ve gravürcü Albrecht Dürer ksilografi tekniği ile 1498 ve 1511'de basılan 15 tabloluk Apokalips dizisi ile popüler olmuştur.[13]

Zamanla ksilografik yöntem özellikle uzun metinlere imkân vermemesi açısından yetersiz kalmış ve çare olarak tipografinin gelişmesine neden olmuştur.[9][12] 15. yüzyılda bir kuyumcu ustası olan Johannes Gutenberg (1400-1468), baskı tekniğindeki yeni ihtiyaçları; kurşun ve pirinçten dökülerek hazırlanan tek tek harflerle yapılan ve bugünkü matbaacılığın oluşmasında temel teknik olan tipografi tekniğini geliştirerek karşılamıştır.[4] Bu teknikle basılan ilk kitap, Kitab-ı Mukaddes olmuştur.[14]

 
Utagawa Hiroshige'nin (1797-1858) ağaç baskı eserlerinden biri

Uygulama

değiştir

Tekniğin en önemli özelliği ahşap kalıp ile gerçekleştirilmesidir. Ahşap kalıp sağlam yapılı ve dokusu oymaya elverişli olan ağaçlardan hazırlanır (Armut, şimşir vb). Kalıp hazırlamak için seçilen ağaç gövdesi, uzunlamasına kesilir. Kesilen parça, tahta ya da kontrplâk haline getirilip, yüzeyi rende ile düzeltilir. Ağacın elyaflarından yararlanmak istenilirse; çelik tel fırça ile fırçalanarak yumuşak kısımların aşınması ve sert kısımların yüksek kalması sağlanır. Böylece baskı yapıldığında ağacın damarları hoş bir etki yaratır. Bu olsun istenmiyorsa levha perdahlanıp pürüzsüz bir yüzey olarak da kullanılabilir. Basılacak olan resim kalıba ters olarak çizilir ve oyma işlemine geçilir.[15] Resmi oluşturan çizgiler ahşap baskı levhası üzerinde zeminden yüksekte kalacak biçimde oyulur. Mürekkep bunlar üzerine sürülür ve kâğıt kalıba preslenerek baskı tamamlanır.[3] İlk kitap kopyaları bu teknik sayesinde ortaya konmuştur. 15. ve 16. yüzyıllar Avrupa'sında çok uygulanmış bir baskı tekniğidir.[16] Bu tekniğin çıkmasının ardından baskı teknikleri her geçen gün gelişmiş ve hız kazanmıştır.[2]

Türkiye'de ksilografi

değiştir

Çin kökeni ksilografi Türkler tarafından bilinmesine rağmen, kitap çoğaltma işinde kullanılmamış, daha çok yazmacılık tekniği olarak kullanılmıştır. Tekstil endüstrisindeki gelişmeler nedeniyle günümüzde yazmacılık yok olmaya başlamıştır.

Sanatsal anlamda ksilografi, 1930'lu yıllara kadar kullanılmamış, Turgut Zaim'in tahta üstüne oyma resimleriyle gündeme gelmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi'nin Resim Bölümü'ne Fransız ressamı Léopold Lévy'nin atanmasından sonra kurulan gravür atölyesinde Sabri Berkel, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun teknikle lgilendiği bilinmektedir. Aliye Berger, Mustafa Aslıer, Mustafa Plevneli, Fethi Karakaş, Gündüz Gölönü, Cemal Tollu, Muammer Bakır, Orhan Peker, Devrim Erbil gibi sanatçılar tahta kazı tekniğini denemişlerdir. Mustafa Aslıer, siyah-beyaz tahta kazısında halk sanatına özgü motifleri üsluplaştırmıştır.[12]

Dipnotlar

değiştir

Kaynakça

değiştir
  NODES