Vazo, genellikle çiçek koymak için kullanılan, cam, porselen, toprak gibi farklı malzemelerden, türlü boyut ve şekillerde yapılabilen açık bir kaptır. Sözcük Türkçeye, İtalyanca vaso kelimesinden geçmiştir.[1]

İçine çiçek konulmuş bir cam vazo

Seramikler, cam, alüminyum, pirinç, bronz veya paslanmaz çelik gibi paslanmayan metaller vb malzemelerden yapılabilir. Tik gibi kuru çürümeye doğal olarak direnen ağaç türleri bile kullanılarak veya geleneksel ahşap veya plastiğe koruyucu kaplama yaparak vazo yapmak için kullanılmıştır.

Vazolar genellikle dekorasyonludur ve genellikle kesilmiş çiçekleri koymak için kullanılır. Vazolar, içine konulan çiçek gibi her şeyi desteklemek için farklı boyutlardadır.

Neoklasik vazo; 1790 dolaylarında; jasper; yükseklik: 25,4 cm, genişlik: 18,7 cm; Victoria ve Albert Müzesi (Londra)
David Vazoları; 1351 (Yuan Hanedanlığı); sır altında porselen, kobalt mavisi dekor; yükseklik: 63,8 cm; British Museum (Londra)

Vazolar genellikle benzer bir şekle sahiptir. Ayak veya taban soğanlı, yassı, kabinat,[2] veya başka bir şekilde olabilir. Gövde, parçanın ana bölümüdür. Bazı vazoların gövdesinin içe doğru kıvrıldığı omuz, yükseklik veren boyun ve vazonun üstte dışa doğru genişlediği dudağı vardır. Bazı vazolara kulplar da konulmuştur.

Çin seramikleri ve Kızılderili çömlekleri gibi farklı zaman dilimlerinde dünya çapında çeşitli stiller ve tiplerde vazolar geliştirilmiştir. Antik Yunan çömlekçiliği'nde "vazo boyama" genellikle Yunan mitolojisi sahnelerinde birçok figürün yer aldığı ünlü ince boyalı çanak çömlekleri kapsayan geleneksel bir terimdir. Bu tür parçalar, şekilleri ne olursa olsun vazo olarak adlandırılabilir; çoğu aslında sıvıları saklamak veya servis etmek için kullanılıyordu ve birçoğuna bardak, sürahi vb. denir.

2003'te Grayson Perry, genelde vazo biçimindeki seramikleriyle Turner Ödülü'nü kazandı.

Tarihçe

değiştir

• Unasya. Yakın doğu kazılarında bulunan en eski kaplar taştandı; bunlar çömlekçiliğin ortaya çıkışından önce kullanılıyordu (-> Seramik, Çömlekçilik). Ele geçen örnekler, "seramiksiz" ya da "çanak çömlek öncesi” adı verilen bir uygarlık evresinin varlığını ortaya koyar (M.Ö. Vll.-V. bin- yıl); bu evrenin görüldüğü başlıca merkezler Zagros dağlarında Kelat Carmo, Filistin’de Eriha ve Fenike kıyılarında Res Şemra’dır. Pişmiş toprak kapların yapılmaya başlanmasıyla birlikte (Suriye’de Müreybet’te yaklaşık 8.000 yıl öncesine ait kalıntılar ortaya çıkarıldı) tüm Yakın doğu’da, özellikle de İ.Ö. V. binyıl’da Mezopotamya' da (Hassuna, Samerra, Arpacie) birçok atölye kuruldu. Ninova'da, bej zemin üzerine kızıl kahverengi, siyah, beyaz boyalı geometrik motiflerle süslü çömlekler ele geçti. Sus atölyesi (M.Ö. IV. binyıl), geometrik motiflerin çoğu kez bitki ya da hayvan figürlerinin üsluplaştırılmasıyla elde edildiği, krem zemin üzerine siyah ya da beyaz boyalı eşsiz süslemeleriyle, yüksek nitelikli yapıtlar vermeye devam etti, Varka'da (Uruk), Cemdet-Nasr dönemi (M.Ö. 3000’e doğru) katmanlarında, 1 m yüksekliğinde, kaymaktaşından bir ayın vazosu ortaya çıkarıldı; vazoyu süsleyen alçak kabartmalarda, armağanlar taşıyan kişilerden oluşan bir tören alayı canlandırılmıştır (Bağdat müzesi). Mezopotamya'da değerli metaller de vazo yapımında kullanılıyordu (Entemena vazosu, Tello biraz daha eski bir döneme tarihlenen Ur krallık mezarlarında ele geçen altın tabak çanak, o zamanki kuyumcuların ustalığını yansıtır İranlı sanatçıların Ahemeni, Part ya da Sasaniler dönemlerinde gerçekleştirdikleri yapıtlarda da aynı ustalık düzeyi görülür. Hayvan başı biçiminde olan ya da bir hayvan figürüyle süslü rhyton, İran sanatında en sık rastlanan vazo türüdür.

Mısır, Tarih öncesi dönemden, çizgiler halinde geometrik motiflerle süslü, seramikten ve bazalt, diorit, yılantaşı ya da granit gibi sert taşlardan yapılmış vazolar kalmıştır Genellikle bunlar silindir ya dâ küre biçimindedir Eski imparatorluk'un sonlarına doğru sert taşların yerini daha yumuşak taşlar almış, hemen hemen yalnız kaymaktaşı kullanılmaya başlanmıştır (kanoposlar koku kapları, lüks yemek takımları). Yeni İmparatorluk döneminde bu tür kaplar oldukça aşırı zariflikleriyle ayırt edilirler (Tutankhamon'un mezarında ele geçen kaymaktaşı vazolar). Aynı dönemin seramik ürünleri parlak renkli sırla kaplıdır (Louvre'daki kâse biçimli vazo). Çok renkli cam tekniğinin kullanılması, zarif ton değişikliklerinin görüldüğü parçaların üretilmesine olanak sağlamıştır (balık biçimli vazo, British Museum).

Hindistan, Hayvan motifleriyle süslü Mohenco-Daro seramiği, Mezopotamya ve İran’da üretilen örneklerden esinlenir. Daha geç dönemlerde, su taşımaya ya da baharat ve tahıl saklamaya yarayan gündelik kap kacak genellikle perdahsız seramikten yapılmaya başlandı. Gupta üslubunun (I.S. IV.-VII. yy.) özellikleri, metal (altın, gümüş, bakır, demir) su kapları yapıldığını düşündürtmektedir. Cam ve kristalin de kullanıldığı sanılmaktadır. Çok daha sonraları, Moğol döneminde, tören vazoları genellikle pirinç ya da bakırdan yapılmış, buna karşılık, gündelik kaplar için seramik kullanılmaya devam edilmiştir.

Çin. Tarih öncesi’nden kalma en zengin buluntuları veren Hınan bölgesinde, Yang-şao ve Longşan'da, gündelik eşyaların yapıldığı, gri, kırmızı ya da siyah bir seramik türü ortaya çıktı. Şang ve Cou hanedanları döneminde çok sayıda bronz ayın vazoları üretilmeye başlandı. Bu vazoların üstündeki özgün nitelikli süslemeler, mermer, fildişi ya da topraktan yapılmış kaplarda da görülür. MS. ilk yüzyıllarda (Han hanedanı) üretilen, yüksek ısıda pişirilmiş ince hamurdan vazolar porselenin öncüsü sayılır. Ming döneminde yeni biçimler ortaya çıktı: çiçek açmış erik ağacı dallarını koymaya özgü vazolar, şarap kaplan. Seladonlar ve Çin beyazları çok geçmeden Avrupa’ya ihraç edilmeye başlandı ve orada büyük ilgi gördü. Fakat, bu moda ancak XVIII. yy.'a kadar sürdü. Yaratıcılık gösteremeyen çin seramik sanatı bu dönemden sonra gerilemeye başladı.

Japonya, Yenitaş dönemi (büyük bir olasılıkla İ.Ö. IX. ve VIII. binyıl’lar) vazolarını, Comon kültürüne ait barok süslemek çömlekler izledi. İ.S. V. yy.’a doğru, kahverengi topraktan, sonra da greden yapılmış bodur vazolar ortaya çıktı. Japon seramiği daha sonra, yüzyıllar boyunca Çin'in, bir ölçüde de Kore'nin etkisinde kaldı. En özgün vazolar XVI. ve XVII. yy.'larda yapıldı. Bunlar ya zengin çiçek süslemelidir ya da tersine, zenden esinlenen bir yalınlık ortaya koyar.

• Kolomb öncesi Amerika. Taş, ağaç, metal (Chimular ya da Kolombiya kavimleri gibi metalürji ustaları) kaplara rastlanırsa da en çok kullanılan gereç kildir Elde biçimlendirilmiş ya da kalıplanmış pişmiş toprak vazolar, biçim ve dekor bakımından büyük bir çeşitlilik gösterir. Hayvan, bitki, nesne ya da insan biçimli vazoların sayısı oldukça fazladır. Bu kaplar gündelik yaşamda kullanılmak üzere ya da mezar armağanı olarak üretilmiştir. Mayalar tarafından üretilmiş kaplar (çokrenkli ya da oymalı vazolar), Meso-Amerika'nın en dikkate değer parçaları arasında yer alır. Bununla birlikte, Teotihuacân kültürü gibi başka kültürler de çok yetkin çömlekler (özellikle yalancı mermer üzerine boyalı) ortaya koymuşlardır. Güney Amerika’daki en yetkin örnekler, Peru'daki Chavfn, Mochica ve Nazca kültürlerine aittir. Daha geç dönemlerde, "seri” üretime gidilmesi, kalitenin düşmesine yol açmıştır. • Eski Yunan ve Roma. Yunan dünyasının hemen hemen her bölgesinde boyalı pişmiş toprak vazolar bulunmuştur. En eski örnekler Ege çağına ait (Girit, Peloponisos, Kyklades, Anadolu) natüralist üsluplu vazolardır. Bunları çoğunlukla Atina’ da üretilmiş, geometrik motiflerle süslü vazolar izledi. İ.Ö. VII.-VI. yy.’larda, beyaz zemin üzerine siyah figürlerin ağır bastığı doğu üslubu ortaya çıktı: böylece seramik sanatına, Ege adaları, Korinthos, Lakonia, Sirenayka, Attike, ionia, Rodos, Mısır ve Etruria'da (Caere) atölyeleri bulunan ionia okulu egemen oldu. İ.Û. VI. yy.'ın 2. yarısında ve İ.Ö. V. yy.'da, önce kırmızı zemin üzerine siyah figürlü, ardından siyah zemin üzerine kırmızı figürlü beyaz zeminli (kupalar ve lekythoslar), imzalı vazolarıyla Attike okulu ağır bastı, italyot üretiminin başlamasıyla gerileme dönemine giren bu sanat, İli. yy.’da tümüyle ortadan kalktı. Son serilerin dışında, her zaman zarif ve yalın olan biçimler, katışıksız bir üslupta ve çok çeşitlidir Vazolar evle ilgili her tür işte kullanılıyordu; bunlar, içindeki eşyalarla dünyevi yaşamın bir aynası olan mezarlarda da yer almaktaydı. Vazolar mitolojiye, kahramanlığa, gündelik yaşama ilişkin çeşitli sahnelerle süslenmişti. Roma'da yunan vazolarının biçimlerine ve adlarına bağlı kalındı. Eski roma eserleri müzelerinde birçok amfora, hydria, krater, kantharos görülür. Gündelik yaşamda kullanılan kaplar pişmiş toprak, lüks vazolar ise oymalı gümüş (Bosco Reale, Bernay hâzineleri) ya da metaldir. Cam çok kullanılan ve ustalıkla işlenen bir gereçtir (mavi camdan Portland vazosu, British Museum). • Ortaçağ, Rönesans, Modem çağlar. Gerek günlük, gerek lüks vazolarda seramik en yaygın gereç olmaya devam etti. Or- taçağ’da çeşitli sırlı çömlek türleri, daha sonra da greler üretildi. Almanya gre alanında uzmanlaştı. XIV. yy.’da, zengin İslam geleneğinin mirasçıları olan İspanyol mağrib çömlekçileri, sırlı fayanstan doğu esinli vazolar yaptılar (Elhamra vazoları). XV. ve XVI. yy.'larda, Faenza, Deruta, Casteldurante, Urbino’daki İtalyan atölyelerinde, eczacıların kullandığı ya da evlerin süslenmesine yönelik olan majolikalar bol miktarda üretildi. Bu vazo türü XVII. yy.’da Fransa'da, özellikle de Nevers'de yaygınlık kazandı. Nevers, barok biçimli majoli- ka vazoların üretiminde uzmanlaştı. Bunların büyük boyutlu olanları bahçeleri süslemede kullanılıyordu. Öte yandan, majolikalar Hollanda’da, Delft'te de yaygın bir biçimde üretiliyordu. Fayans ustaları, bu ülkeye bol miktarda ithal edilen çin porselenlerini örnek aldılar ve ‘‘garnitür'lerin (aynı dekora sahip değişik biçimlerdeki vazo dizileri) yapımında bunlardan esinlendiler. Çin Vazoları Meissen'de, ilk avru- pa porselenlerini de esinledi. XVIII. yy.'da porselen üretiminde görülen bu gelişme, biçimlerin çeşitlenmesine, süslemelerin incelik kazanmasına katkıda bulundu. Sövres yapımevinde süsleme amaçlı birçok vazo modeli üretildi; bunlar rokay üsluptan, Antikçağ’a öykünen bir tarza doğru gelişme gösterdi. XVIII. yy.'ın sonunda, İngiliz Wedgwood, Antik Çağ'daki örnekleri anımsatan alçak kabartmalarla bezeli ya da mermere, sert taşlara oyulmuş kapları taklit eden vazolar gerçekleştirdi. XIX. yy.'da cam sanayisinin gelişmesi ve Gallâ, Daum, Lalique, Marinot gibi sanatçıların yeteneği sayesinde, opalin, cam hamuru, kristal, çiçek vazolarının yapımında seramiğin yerini almaya başlağı. Sanatsal grelerde de kalite yeniden yükseldi. • İslam sanatı, IX. yy.’da abbasi halifelerine başkentlik yapmış olan Samerra'da, F. Sarre ve E. Herzfeld tarafından yapılan kazılarda ele geçen seramikler, süslemeleri ile altın ve gümüşten yapılmış vazoları anımsatırlar (İslamlık altın ve gümüş gibi değerli metallerin kullanımını yasaklamıştı, bu yüzden sasani metal işçiliği toprak eşya üzerinde taklit ediliyordu). Beyaz zemin üzerine kırmızı, sarı, mavi ve yeşil renkler veren metal oksitlerle boyanan seramikler, İslamlığın ilk yıllarından başlayarak Irak’ta çok gelişmişti ve en önemli üretim merkezi Bağdat’tı. Samerra kazılarında ele geçen sarı, kahverengi ve yeşil renkte sırlı, mineli vazolar; kâseler ve tabaklar çin sanatından taklit edilmiş, ancak bir süre sonra yerel bir kimlik kazanmıştır. İran' da Rey kazılarında bulunmuş, kobalt ve firuze renkli vazolar, kâseler de metal örnekleri anımsatır. Burada çeşitli form ve renkte vazoların yanı sıra, minai tekniğinde yapılmış, efsanelerden alınmış zengin süslemeleriyle de dikkati çeken seramikler bulunmuştur. Figürlü ve çokrenkli süslemeler, beyaz, firuze ve kobalt mavisi sır üzerine altın yaldızlar bu tür seramiklerin ayırtedici özellikleridir. Semerkand'da da günlük gereksinimleri karşılamak üzere, şaşırtıcı güzellikte seramikler yapılmıştır. Suriye’de Rakka'da kalın sırlı vazolar, kulplu kaplar, kandiler üreten atölyeler vardı. Burada XI.-XIII. yy.'larda, beyaz zemin üzerine üsluplaştırılmış hayvan ve bitki motifli, sırattı tekniğinde süslenmiş eserler üretilmiştir; özellikle albarello diye anılan silindir biçiminde vazolar dikkati çeker. Endülüs'te, Elhamra vazoları adıyla tanınan, Malaga’da üretilen, sırlı ve geniş kulplu lüks seramikler ün yapmıştı.

İslam vazoları arasında, özellikle İran' da, altın ve gümüşten yapılmış güzel örnekler de vardır. Tahran Gülistan sarayı müzesi'nde sergilenen X. yy.'dan bir gümüş vazo, savatlama tekniğinde, çiçekli kûfi yazılarla süslüdür. XI.-XII. yy.’larda İran Selçukluları döneminde yapılmış iki gümüş gülabdan (Kahire Harari koleksiyonu ve New York Rabenou koleksiyonu), çarpma ve yaldız tekniklerinde bezenmiştir. • Anadolu'da vazo benzeri kaplara daha Yenitaş döneminden başlayarak ve Bakır- taş dönemi ile Tunç çağlarında rastlanmaktadır (Hacılar, Kuruçay, Karataş -Semayük, Canhasan, Alacaahöyük, Tepecik, Pulur, Norşuntepe, Kûltepe, Truva, Yortan vd.). [-» ÇÖMLEKÇİLİK.] inandık kazılarında ortaya çıkarılan ve inandık vazosu diye adlandırılan, büyük boyutlardaki kap (İ.Û. XVII. yy.), formu ve üzerine kabartma olarak işlenmiş kutsal evlenme töreni betimiyle, hitit sanatının özgün örneklerinden biridir. Anadolu Selçukluları döneminden günümüze ulaşan vazo örneği çok azdır; İstanbul Türk ve İslam eserleri müzesi’nde sergilenen, sırsız Selçuklu vazoları, kalıplama tekniğiyle, alçakkabartma yazı kuşakları, hayvan figürleri, rumiler ve madalyonlarla süslüdür. OsmanlI döneminde çini ve seramik (İznik, Kütahya, İstanbul, Çanakkale), porselen (Eseri İstanbul, Yıldız porselenleri), cam (çeşmibülbüller, opal, renkli cam, kristal ve renksiz camlar) ve değerli metallerden vazolar üretilmiştir. Bunların tek gül ya da lale konulanları gülabdan, laledan gibi adlarla anılır. Özellikle XVIII. yy.'da ve sonrasında vazodan fışkıran çiçek motifi osmanlı süslemeciliğinde yaygın olarak kullanılmıştır (Ahmet lll'ün Topkapı sarayı’ndaki odasının duvarları, minyatür ve tezhipler, mezar taşları, lahitler).[3]

Çömlekçi çarkı

değiştir

Çömlekçi çarkı muhtemelen MÖ 4. binyılda Mezopotamya'da icat edildi, ancak neredeyse tüm Avrasya'ya ve Afrika'nın çoğuna yayıldı ancak Avrupa'daki etnik grupların Yeni Dünya'ya gelişine kadar Yeni Dünya'da bilinmiyordu.[4] Çömlekçi çarkının kökenlerine ilişkin ilk keşif, Irak'ın güneyindeydi. Bu tekniğin keşfi, önceki verimsiz geleneklerinin yerine geçtiği için Güney Irak halkı için faydalı oldu. Bu yeni teknik yavaş yavaş büyüdü ve hatta çanak çömlek süslemesinde benimsendi.[5]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Türk dili: dil ve edebiyat dergisi, 634-636. sayılar. Türk Dil Kurumu. 2004. s. 445. 
  2. ^ Emmanuel Cooper. 2000. Ten Thousand Years of Pottery, fourth edition, University of Pennsylvania Press, 0-8122-3554-1, 978-0-8122-3554-8, 352 pages
  3. ^ "Vazo Nedir?". www.msxlabs.org. 6 Temmuz 2015. 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2022. 
  4. ^ "Moorey, Peter Roger Stuart (1994)". Ancient Mesopotamian Material's and Industries: The Archaeological Evidence. P. 146. 
  5. ^ Bryant, Victor. "The Origins of the Potter's Wheel". Ceramics Today. 21 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2017. 
  NODES