Türkçe

değiştir
Osmanlı Türkçesi اسكی‎, Eski Türkçe äski(äski).

Söyleniş

değiştir

eski (belirtme hâli eskiyi, çoğulu eskiler), sahiplik şekli eski -si

  1. çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. — H. Z. Uşaklıgil
  2. herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kişinin eski saygınlığının kalmadığı hâllerde kullanılan söz
    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Çekimleme

değiştir

Türetilmiş kavramlar

değiştir

Çeviriler

değiştir

eski (karşılaştırma daha eski, üstünlük en eski)

  1. çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıttı
    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim! Neden böyle uzaksınız benden? — N. Ataç
  2. yıpranmış, demode olmuş
  3. önceki, sabık
    Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. — A. Kutlu
  4. geçerli olmayan
  5. herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
  6. mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan
    Eski öğretmen.

Atasözleri

değiştir

Deyimler

değiştir

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

Gagavuzca

değiştir
Eski Türkçe äski(äski).

Söyleniş

değiştir
  • Heceleme: es‧ki

eski

  1. eski

Kaynakça

değiştir
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Kırım Tatarcası

değiştir

Söyleniş

değiştir
  • Heceleme: es‧ki

eski

  1. bez
  2. bez peçete

eski

  1. demode olmuş, eski, yıpranmış
  2. (zaman) eski, geçmiş zaman
    eş anlamlısı: cartı

Özbekçe

değiştir
Eski Türkçe äski(äski).

Söyleniş

değiştir
  • Heceleme: es‧ki

eski

  1. eski
  NODES