Kullanıcı:LostMyMind/SM logları/2021

Anasayfada 2021 yılında yer alan HSM içerikleri

değiştir

 

Goeben ve Breslau'nun takibi, I. Dünya Savaşı'nın başlarında Akdeniz'de gerçekleşen, Birleşik Krallık'ın Kraliyet Donanması'na bağlı gemilerin Almanya'nın İmparatorluk Donanması'na ait SMS Goeben ve SMS Breslau'yu önlemeye çalıştıkları deniz muharebesidir. Alman Akdeniz Tümeni'ni oluşturan Moltke sınıfı muharebe kruvazörü SMS Goeben ve Magdeburg sınıfı hafif kruvazör SMS Breslau, savaşın başlaması ile Akdeniz'de sıkışmıştı. Alman gemileri aldıkları emirler doğrultusunda Birleşik Krallık filosunun yakın takibine rağmen Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a ulaşmayı başardı. İstanbul'a ulaşan gemiler, Osmanlı İmparatorluğu'na devredilerek sırasıyla Yavuz Sultan Selim ve Midilli adlarını aldı. Gemilerin mürettebatı ise Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki Alman denizcilerden oluşmaya devam etmişti. (Devamı...)


 

Anıtkabir, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Çankaya ilçesinde yer alan Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarını içeren komplekstir. Emin Onat ile Orhan Arda'nın tasarımı olan yapı kompleksinin 1944'te başlanan inşası 1953'te tamamlanmıştır. Kompleks, anıt mezar binası başta olmak üzere çeşitli yapı ve anıtların yanı sıra Barış Parkı olarak adlandırılan ağaçlık alandan oluşmaktadır.

Atatürk'ün 10 Kasım 1938'deki ölümünün ardından naaşının, Ankara'da bir anıt mezar inşa edilene kadar Ankara Etnografya Müzesi'nde kalacağı açıklandı. Anıt mezarın inşa edileceği yeri belirlemesi amacıyla hükûmet tarafından bir komisyon kuruldu. Hazırlanan rapor doğrultusunda, 17 Ocak 1939'daki Cumhuriyet Halk Partisi meclis grubu toplantısında yapının Rasattepe'ye inşa edilmesine karar verildi. Bu kararın ardından ilgili arazide kamulaştırma çalışmaları başlatılırken yapının tasarımının belirlenmesi amacıyla 1 Mart 1941'de uluslararası bir proje yarışması açıldı. (Devamı...)


 

İmroz Deniz Muharebesi, I. Dünya Savaşı sırasında, 20 Ocak 1918'de Ege Denizi'nde gerçekleşen bir deniz muharebesidir. Osmanlı donanmasının Gökçeada'da yığınak yapmış olan Kraliyet Donanması'na taarruzu ile meydana gelmişti. İtilaf kuvvetlerinin ağır zırhlı yoksunluğu, Yavuz muharebe kruvazörü ile Midilli hafif kruvazörünün bölgeye taarruz etmesine fırsat sağlamıştı. Saldırı sonucunda Birleşik Krallık'a ait monitör olarak sınıflandırılan iki küçük savaş gemisi battı, bir uçak düşürüldü ve birçok personel öldü. Muharebe sırasında önemli hasar almayan Osmanlı gemileri, dönüş esnasında adayı saldırılardan korumak üzere İtilaf güçlerince döşenmiş olan deniz mayınlarına çarptı. Yavuz hasar aldı, Midilli ise battı ve mürettebatının bir kısmı öldü, bir kısmı ise esir düştü. Yavuz, Birleşik Krallık uçaklarının saldırıları altında Çanakkale Boğazı'na ulaşmayı başardı; buraya vardığında karaya oturdu ve altı gün sonra kurtarılana dek sürekli hava saldırısına maruz kaldı. (Devamı...)


 

Rusya Federasyonu Devlet Marşı, Rusya'nın resmî millî marşıdır. Bestesi ve sözleri; bestesi Aleksandr Aleksandrov, sözleri Sergey Mihalkov ve Gabriel El-Registan'a ait olan Sovyetler Birliği Devlet Marşı'ndan uyarlanmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Marşı, 1944 yılından itibaren "Enternasyonal" marşının yerine resmî marş olarak kullanılmaya başlanmıştır. Marş, 1956-1977 yılları arasında destalinizasyon politikaları nedeniyle sözsüz, sadece enstrümantal çalınmıştır. 1977 yılında eski Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin'e atıf yapan sözler çıkartılmış, yine Mihalkov tarafından yazılan komünizmin ve II. Dünya Savaşı'nın zaferlerine vurgu yapan sözlerle değiştirilerek kullanılmaya başlanmıştır. Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti dışındaki Sovyetler Birliği'nin tüm cumhuriyetlerinin kendi ulusal marşları bulunmaktaydı. (Devamı...)


 

İzmit Saat Kulesi ya da diğer adıyla Kocaeli Saat Kulesi, Türkiye'nin İzmit şehrinde bulunan mimari yapıdır. Kule, hem İzmit'in hem de bulunduğu il olan Kocaeli'nin sembolleri arasındadır.

34. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'in tahta çıkışının 25. yıldönümünü anma amacıyla, İzmit Mutasarrıflığının girişimi sonrasında İzmit Belediyesi tarafından yapımına başlandı. Mimar Vedat (Tek) tarafından oluşturulan projenin uygulaması, Mihran Azaryan tarafından yapıldı. 1 Eylül 1900'de temeli atılan kulenin, ertesi yılın aynı gününde bitirilmesi hedeflense de inşası gecikti ve tam anlamıyla tamamlanmamasına rağmen açılışı Eylül 1902'de gerçekleştirildi.

Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'na uygun bir şekilde neoklasik Osmanlı mimarisi tarzındaki bir yapı olan İzmit Saat Kulesi'nde neoklasik ve İslami ayrıntılar da kullanılmıştır. Kule, tek katlı kaide kısmı ile üç katlı gövde kısmı olmak üzere iki kare prizma şeklindeki kısımdan oluşur. (Devamı...)


 

Sarıç Burnu Muharebesi veya Balıklava Muharebesi, I. Dünya Savaşı esnasında Sarıç Burnu açıklarında gerçekleşen bir deniz muharebesidir. 15 Kasım 1914'te denize açılan Rus Karadeniz Filosu, 17 Kasım'da Trabzon'u bombalamıştı. Rus saldırısının ardından Amiral Souchon komutasındaki Osmanlı muharebe kruvazörü Yavuz Sultan Selim ve hafif kruvazör Midilli Rusları karşılamak üzere İstanbul'dan yola çıktı. Souchon'un İstanbul'dan ayrıldığı haberini alan Rus amiral Andrei Eberhardt, çatışma için hazırlanmaya başladı. 18 Kasım'da Alman Amiral Wilhelm Souchon komutası altındaki iki Osmanlı gemisi, Trabzon bombardımanından dönen Amiral Andrei Eberhardt komutasındaki Yevstafi ile İoann Zlatoust, Panteleimon, Tri Sviatitelia, Rostislav zırhlıları; üç kruvazör; yedi muhrip ve altı torpido botundan oluşan Rus filosu ile Kırım'daki Sarıç Burnu'nun 17 deniz mili (31 km; 20 mil) açığında karşılaştı. (Devamı...)


 

Anıtkabir tarihi, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün ardından Türkiye'nin başkenti Ankara'nın Çankaya ilçesinde anıt mezar içeren bir yapı kompleksinin inşa edilmesi düşüncesiyle başlamıştır. Atatürk'ün naaşının, Ankara'da bir anıt mezar inşa edilene kadar Ankara Etnografya Müzesi'nde kalması kararlaştırılmıştı.

Anıt mezarın inşa edileceği yeri belirlemesi amacıyla hükûmet tarafından bir komisyon kuruldu. Hazırlanan rapor doğrultusunda, 17 Ocak 1939'daki Cumhuriyet Halk Partisi meclis grubu toplantısında yapının Rasattepe'ye inşa edilmesine karar verildi. Bu kararın ardından ilgili arazide kamulaştırma çalışmaları başlatılırken yapının tasarımının belirlenmesi amacıyla 1 Mart 1941'de uluslararası bir proje yarışması açıldı. 2 Mart 1942'de sona eren yarışma sonrasında yapılan değerlendirmeler sonucunda, Emin Onat ile Orhan Arda'nın projesinin, birtakım değişikliklerle uygulanmasına karar verildi. (Devamı...)


 

Beyrut Muharebesi, veya Beyrut Harekâtı, 1911-1912 yılları arasında gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nın bir parçası olarak 24 Şubat 1912'de, Osmanlı ve İtalyan kuvvetleri arasında Beyrut'ta meydana gelen deniz muharebesidir. Muharebede iki İtalyan kruvazörü, limanda bulunan Osmanlılara ait bir zırhlı korvet ve bir torpido botunu batırdı, Beyrut şehrini top atışına tuttu. Muharebede Beyrut'taki Osmanlı deniz gücü tamamen yok edildi ve bölgedeki İtalyan nakliyelerine yönelik tek Türk deniz tehdidi ortadan kaldırıldı. İtalyanlar bu saldırı sonrasında savaşın geri kalanında Güney Akdeniz'de tam deniz hakimiyetini elde tuttular, Süveyş Kanalı'na yaklaşımlarda tam bir deniz üstünlüğü sağladılar ve sömürgeleri olan Eritre'deki kuvvetlerini takviye etmede avantaj sağladılar. İtalyanların Beyrut'taki eylemlerine misilleme olarak muharebeden dört gün sonra Osmanlı hükûmeti; Beyrut, Halep ve Şam vilayetlerine tüm İtalyan vatandaşlarını sınır dışı etti. (Devamı...)


 

1997 Karapınar trafik kazası, 1997'de bir tankerin ve bir yolcu otobüsünün kafa kafaya çarpışması sonucu 49 kişinin hayatını kaybettiği kara yolu kazasıdır. 24 Ekim 1997'de, Karapınar-Ereğli arasındaki D 330 karayolunda ilerleyen MAN marka tankerin şoförü, direksiyon başında uyuyunca sürdüğü araç karşı şeride geçti. Bunun sonucunda tanker, karşı şeritten ilerleyen Mercedes-Benz O403 otobüs ile kafa kafaya çarpıştı. Kaza sonucu iki aracın alev almasıyla 49 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Kazayla ilgili olarak Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığınca, kazaya karışan otobüsün şoförlerinden direksiyon başında olan hakkında tedbirsizlik veya dikkatsizlik sonucu bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermek iddiasıyla açılan kamu davasının ilk duruşması 1998'de görüldü. Bu ceza davasında kazaya karışan tarafların kusur oranlarının belirlenmesi adına bilirkişi raporu istendi ve kazaya ilişkin davalarda toplam altı adet bilirkişi raporu hazırlandı. Bunların dördü ceza davasında, ikisi ise tazminat davasında oluşturuldu. (Devamı...)


 

Dali, Güney Kafkasya'da yaşayan halkların mitolojisinde görülen bir tanrıça figürüdür. Dali, özellikle Svan efsanelerinde görülmekle beraber, Megreller gibi diğer Güney Kafkas halklarında da Dali'ye eşdeğer kabul edilen figürler bulunmaktadır. Dali, dağ keçisi ve geyik gibi vahşi dağ hayvanlarının koruyuculuğunu yapan bir av tanrıçasıdır. Dali'nin yasaklarına itaat eden avcılar avlarında başarıya ulaşırken; kurallarına uymayanlar cezalandırılır.

Dali, efsanelerde çoğunlukla altın saça ve parlayan cilde sahip güzel ve çıplak bir kadın olarak tasvir edilir. Efsanelerde bazen sevdiği hayvanların şeklini alan Dali, genelde sürüsünden ayırt edilecek bazı işaretler taşır. Söylentilere göre dağların yüksek kısımlarındaki bir oyukta yaşar ve kayalıklarda yaşayan toynaklı av hayvanlarına göz kulak olur. (Devamı...)


 

İttik Dede Türbesi, Yitik Dede Türbesi veya İsmail Çavuş Türbesi, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir türbedir. Selimiye Mahallesi'nde, Selimiye Meydanı'nın güney tarafında yer alır. Tek odalı ve dikdörtgen biçimli bir yapı olup içerisinde üzerinde ahşap sanduka yer alan bir mezar bulunur. Bu mezarda yatan İttik Dede'nin kim olduğuna dair farklı rivayetler mevcut olup Osmanlı güçlerinin 1570 yılındaki Kıbrıs Seferi'ne katılıp Lefkoşa'daki çatışmalarda hayatını kaybeden bir asker olduğuna inanılır. 19. ve 20. yüzyıllarda çeşitli kişilerce konut olarak kullanılan türbe, 1985 ve 2014 yıllarında restore edildi. Tarihsel olarak adak yeri vazifesi gören türbenin penceresinin demir parmaklıklarına çaput bağlanmaktaydı. (Devamı...)


 

FIFA Dünya Kupası, dünya genelinde düzenlenen ve FIFA üyesi ülkelerin erkek millî takımlarının katıldığı futbol turnuvası FIFA Dünya Kupası'nı kazanan takıma verilen kupadır. Turnuvanın başladığı 1930'dan itibaren kazanan takıma, sonraki turnuvaya kadar geçici olarak elinde bulunduracağı Jules Rimet Kupası verilirken bu kupanın 1970'te daimi olarak Brezilya'ya verilmesi sonrasında yeni bir kupa tasarlandı. 2002 sonrasında bu yeni kupanın geçici olarak da olsa hiçbir ülkeye verilmemesine ve yalnızca final maçlarının ardındaki törenlerde kullanılmasına, bunun yerine şampiyonluk elde eden ülkelere bir kopyasının kalıcı olarak verilmesine başlandı.

Abel Lafleur'un tasarladığı ve "Zafer" adını taşıyan ilk kupanın adı 1946'da değiştirilerek eski FIFA Başkanı Jules Rimet'nin adını aldı. Yunan tanrıçası Nike'nin som gümüşten yapılan altın kaplama bir tasvirini içeren bu kupa, lapis lazuliden üretilen bir kaideye oturtulmuştu. (Devamı...)


 

Varna Deniz Muharebesi ya da Draçki Saldırısı (Bulgarca: Атаката на Дръзки), 21 Kasım 1912 tarihinde Karadeniz'de, Bulgaristan'ın Varna limanının 32 mil açığında dört Bulgar torpido botu ile Osmanlı kruvazörü Hamidiye arasında meydana gelen çatışmadır.

Birinci Balkan Savaşı'nda birçok cephede savaşan Osmanlı İmparatorluğu, özellikle Kırkkilise ve Lüleburgaz'daki muharebelerde aldığı yenilgilerin ardından donanma gücü bakımından zayıf düşmüştü. Romanya'nın Köstence limanı ile İstanbul arasındaki deniz yolu, artık kendileri için tehlike altındaydı. Bölgedeki gemilerin güvenliğini sağlama ve mümkünse Bulgar torpido botlarını avlama göreviyle Varna'ya giden Osmanlı filosu, 21 Kasım'da Draçki (Arsız), Letyaşi (Uçar), Simeli (Cesur) ve Stroki (Ciddi) adlarında dört Bulgar torpido botu ile çatışmaya girdi. Draçki tarafından ateşlenen bir torpido ile hasar alan Hamidiye, mürettebatın çabası ve denizin durgun olması sayesinde batmaktan kurtulabildi. (Devamı...)


 

2008 Yaz Olimpiyatları'nda Dominika, Dominika, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen 2008 Yaz Olimpiyatları'na, her ikisi de atletizmde olmak üzere iki sporcuyla katıldı. İlk kez 1996 Yaz Olimpiyatları'nda temsil edilen ülke, Yaz Olimpiyatları tarihindeki dördüncü katılımını gerçekleştirdi. Daha önceki hiçbir etkinlikte madalya kazanamayan Dominikalı sporcular, bu oyunlarda da madalya kazanamadı. Erkekler 200 metre kategorisinde yarışan Chris Lloyd ile erkekler 400 metrede yarışan Erison Hurtault, elemeleri geçemeyip yarıştıkları ilk turda müsabakalardan elendiler.

Dominika'nın Olimpiyat Oyunları tarihindeki ilk katılımı; Atlanta, Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen 1996 Yaz Olimpiyatları'nda gerçekleşti. Bu etkinlikten sonraki iki etkinliğe de sporcu gönderen ülke adına toplamda 12 katılımcı mücadele etti ve bu katılımların hiç birinde madalya kazanan sporcu olmadı. (Devamı...)


 

Mount & Blade II: Bannerlord, TaleWorlds tarafından Microsoft Windows platformu için geliştirilen aksiyon-rol yapma oyunu. Mount & Blade: Warband'in 200 yıl öncesinde geçen oyun önbölüm niteliğinde olup serinin önceki oyunları gibi strateji ve sandbox oynanışı temel almaktadır. 28 Eylül 2012 tarihinde duyurulan oyunun erken erişim sürümü 30 Mart 2020'de çıkmışsa da henüz tam sürüme ulaşmadığından geliştirilmesine devam edilmektedir.

Oyun tek oyunculu ve çok oyunculu modları içermektedir. Tek oyunculu oynanış Kalradya adlı kurgusal kıtada İmparatorluk'un iç savaş döneminde geçmektedir. Üç ayrı taht iddiacısı arasında bölünen İmparatorluk'un haricinde beş ülke daha bulunmaktadır, her ülke birbirleriyle çekişme hâlinde olmakla beraber kendi içerisindeki klanlar da birbirleriyle mücadele içerisindedir. Oyuncu bu ülkelerden birine katılarak askerî ve siyasi ekâbir arasında yükselebileceği gibi kendi ülkesini kurarak bunlara rakip de olabilir. (Devamı...)


 

Yeni Cami, Lefkoşa'nın kuzey kesiminde yer alan bir camidir. İçinde bulunduğu Yenicami Mahallesi'ne adını verir. Mevcut cami 1898-1899 yılında tamamlanmış olup, yanında bulunan ve günümüze kalıntıları ulaşan eski cami ise kiliseden çevrilmişti.

Günümüzde caminin yer aldığı alandaki ilk ibadethane, 14. yüzyılda inşa edilen ve Gotik mimari özelliklerini taşıyan bir kiliseydi. Bu kilisenin 1350'li veya 1360'lı yıllarda inşa edildiği, Eleusa'ya (Merhametli Meryem Ana) adanmış olduğu yönünde bulgular vardır. Şehrin 1570 yılında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine geçmesiyle camiye çevrilen bu kilise, "Cami-i Cedid" veya "Yeni Cami" olarak anılmaya başlandı. 1740-41 yılına dek ayakta kalan bu yapı, bu tarihte geriye minaresi ve güneybatı köşesi kalacak şekilde yıkılarak Menteşzade Hacı İsmail Ağa tarafından 20 metre uzağına yeni bir cami inşa edildi. (Devamı...)


 

2008 Yaz Olimpiyatları'nda Aruba, biri judoda, diğeri ise yüzmede olmak üzere iki sporcuyla temsil edildi. İlk kez 1988 Yaz Olimpiyatları'nda temsil edilen ülke, Yaz Olimpiyatları tarihindeki altıncı katılımını gerçekleştirdi ve kendileri adına oyunlar tarihindeki en az sporcuyla temsil edildi. Daha önceki hiçbir etkinlikte madalya kazanamayan Arubalı sporcular, bu oyunlarda da madalya kazanamadı. Erkekler 81 kg kategorisinde yarışan judocu Fiderd Vis, 32 sporcunun katıldığı ilk turda elendi. Erkekler 100 metre serbest dalında mücadele eden yüzücü Jan Roodzant ise elemeleri geçemedi ve genel klasmanda 53. sırayı elde ederek oyunlara veda etti.

Aruba'nın Olimpiyat Oyunları tarihindeki ilk katılımı; Seul, Güney Kore'de düzenlenen 1988 Yaz Olimpiyatları'nda gerçekleşti. Bu etkinlikten sonraki dört etkinliğe de sporcu gönderen ülke adına toplamda 25 katılımcı mücadele etti ve bu katılımların hiç birinde madalya kazanan sporcu olmadı. (Devamı...)


 

Irene Kasırgası, 2005 Atlantik kasırga mevsiminin adlandırılacak güce ulaşmış 9. kasırgasıdır. 4 Ağustos'ta Yeşil Burun Adaları yakınlarında oluşan siklon, Atlas Okyanusu'nu geçti ve Newfoundland'ın güneydoğusundayken ekstratropikal siklon tarafından emilmeden önce Bermuda çevresinde kuzeye döndü. 10 Ağustos'ta neredeyse dağılma safhasına geçse de, 16 Ağustos'ta etkisinin zirvesine ulaşarak Kategori 2 kasırgası olarak sınıflandırıldı. 2005 mevsiminin en uzun siklonu olan Irene, tropikal bir sistem olarak 14 gün boyunca etkisini sürdürdü.

Fırtınanın izini tahmin etmedeki belirsizlik nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde karayla temas endişesi yaşansa da karaya hiç yaklaşmadı. Herhangi bir hasara yol açmasa da, meydana getirdiği 2,4 m'ye kadar ulaşan kabarmalar ile çeken akıntılar, Long Beach, New York'ta bir kişinin ölümüne yol açtı. (Devamı...)


 

Galata Kulesi tarihi, kulenin 1348'deki inşasıyla başladı. Galata Kulesi, tepesinde bulunan haçtan ötürü o dönem "Kutsal Haç Kulesi" (Turris Sancte Crucis) olarak anılıyordu. Bizans İmparatorluğu ile ittifak hâlinde olan Cenevizliler 1267'de, Haliç'in kuzeyinde bulunan Galata'da "Pera" adlı bir koloni kurmuş, bu koloninin hâkimiyet alanını da zaman içinde Bizans tarafından verilen izinlerle genişletmişti. Kule de, bu izinlere aykırı bir şekilde kuzeydoğu yönündeki tepeye doğru hâkimiyet alanı artırılarak 1335-1349 yılları arasında bölgede yapılan tahkimatların bir parçası olarak inşa edildi. İki devlet arasında o yıl patlak veren savaş, ertesi yıl imzalanan antlaşmayla sona ererken kulenin bulunduğu tepe Ceneviz kontrolüne bırakıldı. Konstantinopolis'in 29 Mayıs 1453'te Osmanlı İmparatorluğu tarafından alınması sonrasında Pera'daki Cenevizliler, herhangi bir çatışma yaşanmadan koloniyi Osmanlı'ya devretti. (Devamı...)


 

Mısırlı Osman Ağa Çeşmesi, ya da kısaca Osman Ağa Çeşmesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Bâbüssaâde Ağası Mısırlı Osman Ağa tarafından 1621 ya da 1622'de yaptırıldı. Üzerindeki kitâbenin bu çeşmeye ait olmayabileceği ihtimali de ortaya atılmıştır. Bir müddet sonra teknesi çukurda kalan ve işlevini de yitiren çeşme, 1980'lerde yapılan çalışmayla imar hattına taşınarak kot farkı giderildi. Zaman içerisinde ön cephesine, dinlenme taşları ile onları birbirine bağlayan tekne ağzı taşı eklemesi yapıldı. 2020'de yapılan restorasyon çalışmasıyla birlikte tekrar faaliyete geçti.

Dikdörtgen planlı bir duvar çeşmesi olup Klasik Osmanlı mimarisine uygun bir şekilde, küfeki taşından inşa edilmiş kâgir bir yapıdır. Silmelerin olduğu ön cephesinin her iki yanında birer pilaster yer alır. Ön cephenin ortasındaki basık sivri kemerli bir nişin içerisinde, kaş kemer motifi ile yukarısındaki boş bir kartuşun olduğu ayna taşı vardır. Niş kemerinin yukarısında, dört dizelik inşa kitâbesi konumlanır. (Devamı...)


 

İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi (YunancaΝαυμαχία της 'Ελλης), Birinci Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu (Elli Burnu) ve İmroz adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelmiştir. Osmanlı donanması bu harekât ile Çanakkale Boğazı çıkışındaki Yunan ablukasını kırmayı amaçlamaktaydı. Yunanların Pavlos Kunduriotis komutasındaki bir zırhlı kruvazör, üç ön dretnot ve dört muhribinin; Osmanlıların Ramiz Numan Bey komutasındaki iki ön dretnot, iki zırhlı korvet, bir kruvazör ve dört muhribi ile karşı karşıya geldiği deniz muharebesi, Balkan Savaşları boyunca gerçekleşen en büyük deniz çatışmasıdır. Muharebede Çanakkale Boğazı'ndan çıkan Osmanlı filosu, bölgede devriyede olan Yunan filosuyla karşılaştı. Filoların ana gücünü oluşturan zırhlılar çatışmaya girdiler. Yunan Averof zırhlısı hız avantajını kullanmak üzere diğer zırhlılardan ayrılarak Osmanlı filosuyla tek başına çatıştı. (Devamı...)


 

Soy gaz, standart şartlar altında tamamı, diğer elementlere kıyasla daha düşük kimyasal reaktifliğe sahip kokusuz, renksiz tek atomlu gazlar olan kimyasal element grubudur. Helyum (He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr), ksenon (Xe) ve radon (Rn) doğal olarak bulunan altı soy gazdır ve tamamı ametaldir. Her biri periyodik tablonun sırasıyla ilk altı periyodunda, 18. grubunda (8A) yer alır. Grupta yer alan oganesson (Or) ise kimyasal yapısı henüz araştırılmadığından ötürü bir soy gaz olabileceği gibi göreli etkilerden ötürü grup özelliklerine aykırı bir yapıya da sahip olabilir. Soy gazlar, belirli ekstrem şartlar haricinde çok düşük reaktifliğe sahiplerdir. Soy gazların bu inert yapısı, kimyasal reaksiyon istenmeyen durumlarda kullanılmaya uygun olmalarını sağlar. Soy gazların özellikleri, atom yapısının modern teorileri ile açıklanmaktadır. En dış elektron kabukları tamamen değerlik elektronlarla dolu olduğundan dolayı reaksiyona girme eğilimleri düşüktür ve bu nedenle birkaç yüz soy gaz bileşiği elde edilebilmiştir. Her bir soy gazın erime ve kaynama noktaları birbirine en fazla 10 °C (18 °F) yakın olduğundan, bu gazlar yalnızca bu sıcaklık aralığında sıvı hâlde bulunurlar. (Devamı...)


 

Sineperver Valide Sultan Çeşmesi ya da Kanlı Çeşme, Türkiye'nin İstanbul ilinin Fatih ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Ayşe Sineperver Sultan tarafından 1825 ya da 1826'da yaptırıldı. 1994 yılı itibarıyla suyu akmayan çeşme, 2009'daki restorasyonu sonucunda işlevsel hâle getirildi. Musluğunun tahrip edilmesinin ardından 2015 itibarıyla bir kez daha işlevini yitirse de 2018'deki restorasyonuyla birlikte tekrar faaliyete geçti.

Küfeki taşından inşa edilen dikdörtgen planlı kâgir çeşmenin ön cephesi, dört pilaster ile dikey olarak üçe bölünür. Ortadaki iki pilaster arasında bir musluk yer alır. Altındaki tekne, cephe boyunca uzanır ve pilasterlerle üç bölmeye ayrılır. Mermer ayna taşında kabartma motifler işlenmiştir. Ayna taşının yukarısında yer alan, inşasına dair dört satırlık kitâbesi, kabartma tekniğiyle işlenmiştir. Yapının ön cephesinde bir alınlık varken arka kısımdaki haznesinin üzeri çatısızdır. (Devamı...)


 

Kamran Aziz (1922 - 7 Mart 2017), Kıbrıs Türkü besteci, söz yazarı ve eczacıdır. Kıbrıs Türk halk müziğine yaptığı katkılarla bu müzik türünün çağdaş öncülerinden oldu. Bunun yanı sıra Kıbrıs Türkleri arasında halk içinde müzik icra eden ilk kadınlardan biri olarak Jale Derviş'le birlikte Batı müziğinin icrasını ve öğrenimini yaydı. Kıbrıs Türk halkının ilk kadın bestecisi ve ilk kadın eczacısıydı. Lefkoşa'da doğan Kamran Aziz, burada American Academy Nicosia'yı bitirdikten sonra Kıbrıs'taki Britanya yönetiminin eczacılık programına girdi. 1944'te buradan mezun olup 1945'te kendi eczanesini açtı, "Aziz Eczanesi" adını verdiği eczanesinde 1997'ye dek çalıştı. 1959'da Kıbrıs Türk Eczacılar Birliğinin kurucuları arasında yer aldı, sonraki yıllarda ecza deposu kurma ve yürütme faaliyetlerinde bulundu. 1950'li yıllarda birkaç arkadaşıyla beraber "Kamran Aziz ve Arkadaşları" grubunu kurdu, bu grupta akordeon çaldı ve zaman zaman solistlik yaptı. (Devamı...)


 

Hasan Rıza Paşa Çeşmesi ya da Rıza Paşa Çeşmesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Kadıköy ilçesinde yer alan bir çeşmedir. Hasan Rıza Paşa tarafından 1845 ya da 1846 yılında yaptırıldı. 1970'lerden itibaren tahrip edilmeye başlayan çeşme, işlevini de yitirdi. 2014'te tamamlanan restorasyonla birlikte tekrar faaliyete geçti.

Küfeki taşı ile tuğla hatıllı duvarlarla, yığma tekniğiyle Klasik Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilen dikdörtgen planlı çeşmenin ön cephesinin her iki yanında birer pilaster yer alır. Yapının ortasındaki basık kemerli bir niş içerisinde yer alan musluğun düz ayna taşı, çeşmenin teknesi ve pilaster başlıklarının üzerinden geçen silme ile çeşmenin düz kornişi arasında konumlanan mermer kitâbenin üzerine kabartma motifler işlenmiştir. Ayna taşının yukarısında yer alan inşasına dair dört satırlık kitâbesi, kabartma tekniğiyle işlenmiştir. Yapının ön cephesinde bir alınlık, arka kısımda bir su terazisi bulunur. (Devamı...)


 

Türk Telekom Stadyumu (kısaca TT Stadyumu), ya da Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde yer alan çok amaçlı stadyumdur. Galatasaray'ın iç sahadaki futbol maçlarına ev sahipliği yapmaktadır. Türk Telekom Stadyumu, Bursa Büyükşehir Belediyesi Stadyumu ve Beşiktaş Stadyumlarına yapısal olarak ilham kaynağı olmakla birlikte Türkiye'nin C90 görüş açısına sahip ilk stadyumu olma özelliğini taşımaktadır. Toplam 52.223 koltuk kapasitesine sahip olan stadyum, Atatürk Olimpiyat Stadyumu'ndan sonra seyirci kapasitesi bakımından Türkiye'nin en büyük ikinci stadyumudur. İlk olarak 1996 yılında gündeme gelen ancak çeşitli sorunlar nedeniyle yapılamayan ve sonrasında yeri değiştirilen projenin temeli 13 Aralık 2007 tarihinde atıldı. O dönem Şişli'ye bağlı olan günümüzde ise Sarıyer sınırlarında bulunan birbiri ardına dizili üç tepeden Şişli Belediyesince adı Aslantepe olarak değiştirilen 120 dönümlük tepeye inşa edilen Türk Telekom Stadyumu 15 Ocak 2011'de açıldı. Türk Telekom, 2010-11 sezonunun ikinci yarısından itibaren 10 yıllığına stadyuma isim sponsoru oldu. (Devamı...)


 

Azorlar subtropikal fırtınası, 2005 Atlantik kasırga mevsiminde adlandırılacak güce ulaşmış 19. fırtınadır. Ulusal Kasırga Merkezi tarafından subtropikal bir alçak basınç etkinliği olarak değerlendirilen fırtınaya resmî bir ad konulmamıştır. 4 Ekim tarihinde Atlas Okyanusu'nun doğusundaki bir alçak basınç noktasının subtropikal özellikler sergilemesiyle başlayan fırtına, aynı gün içinde Azorlar üzerinden geçmiş ve ertesi gün ekstratropikal duruma gelmiştir. Herhangi bir maddi hasar ya da can kaybına neden olmayan fırtına bir soğuk hava kütlesi tarafından yutulmuş; daha sonra İber Yarımadası'nı etkileyen Vince Kasırgası'na dönüşmüştür.

Kasırga mevsiminden aylar sonra Ulusal Kasırga Merkezi tarafından yapılan genel değerlendirme sırasında Jack Beven ve Eric Blake adlı tahminciler daha önce fark edilmemiş olan bu subtropikal fırtınayı resmî olarak tanımlamıştır. (Devamı...)


 

Nasreddin Hoca (Osmanlıcaنصر الدین خواجه; 1208, Hortu - 1284, Akşehir), Anadolu Selçukluları döneminde Hortu ile Akşehir ve çevresinde yaşayan efsanevi kişidir.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını haiz bir bilge olarak aksettirildiği hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre 1208 yılında Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufî düşünce merkezlerinden Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir'de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşülen Nasreddin Hoca 1284'te yine Akşehir'de ölerek günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür. (Devamı...)


 

Elektron (
e-
veya
β-
sembolleri ile gösterilir), eksi bir temel elektrik yüküne sahip atomaltı parçacıktır. Lepton parçacık ailesinin ilk nesline aittirler ve bileşenleri ya da bilinen bir alt yapıları olmadığından genellikle temel parçacıklar olarak düşünülürler. Kütleleri, protonların yaklaşık olarak 1/1836'sı kadardır. Elektronun kuantum mekaniği özellikleri arasında, indirgenmiş Planck sabiti (ħ) biriminde ifade edilen, yarım tam sayı değerinde içsel bir açısal momentum (spin) vardır. Fermiyon olmalarından ötürü, Pauli dışarlama ilkesine göre iki elektron aynı kuantum durumunda bulunamaz. Temel parçacıkların tamamı gibi elektronlar da hem parçacık hem dalga özelliklerini gösterirler ve bu sayede diğer parçacıklarla çarpışabilir ya da kırınabilirler.

Elektronlar; elektrik, manyetizma, kimya ve ısıl iletkenlik gibi çeşitli fizik fenomeninde temel rol oynamalarının yanı sıra; kütleçekimsel, elektromanyetik ve zayıf kuvvetlerde de yer alır. (Devamı...)


 

Stamata Revithi (YunancaΣταμάτα Ρεβίθη, 1866, Sire - 1896 sonrası), 1896 Yaz Olimpiyatları sırasında 40 kilometrelik maraton koşan Yunan kadındır. Organizasyonda sadece erkek sporcular yarışabilmesine karşın Revithi, koşmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı oldu. Erkeklerin koştuğu resmî maratonun tamamlamasından bir gün sonra aynı parkuru koşarak, maratonu yaklaşık 5 saat 30 dakikada bitirmesine ve koşu süresini doğrulayacak şahitleri olmasına rağmen, koşusu sonunda Panathinaiko Stadyumu'na girmesine müsaade edilmedi. Belgelerini, başarısını kabul edecekleri umuduyla Yunan Olimpiyat Komitesine sunma girişiminde bulunsa da bunu yapıp yapmadığı bilinmemektedir. Revithi'nin koşusundan sonraki hayatı hakkında bilinen bir kayıt mevcut değildir.

Çağdaş kaynaklara göre aynı maratonu koştuğu belirtilen "Melpomene" adında ikinci bir kadının ise Revithi ile aynı kişi olup olmadığı konusunda Olimpiyat tarihçileri arasında farklı görüşler bulunmaktadır. (Devamı...)


 

Ankara Muharebesi, farklı kaynaklara göre 20 veya 28 Temmuz 1402'de Ankara'nın kuzeydoğusundaki Çubuk Ovası'nda, Osmanlı Devleti ile Timurlular arasında gerçekleşen muharebedir. Timurluların kesin zaferiyle sonuçlanan muharebe sonrasında, Osmanlı Padişahı I. Bayezid Tirmurlulara esir düşmüş ve devlet, Fetret Devri olarak bilinen 11 yıllık hükümdarsız bir döneme girmiştir. I. Murad'ın yerine 1389'da Osmanlı padişahı olan I. Bayezid ilk olarak ayaklanan Anadolu beyliklerini egemenliği altına aldı. 1391 yılında Konstantinopolis'i kuşattı. 1396'da Niğbolu Muharebesi'nde Batı Avrupa'dan şövalyelerin oluşturduğu Haçlı ordusunu yenilgiye uğrattı. 1397 sonbaharında Karamanlılara karşı Akçay Muharebesi'ni kazandı. I. Bayezid 1399'da Malatya'yı Memlûklerden aldı. 1370 yılında Timur'un başına geçtiği Türk-Moğol devleti Timurlular ise Maveraünnehir'de dağınık hâldeki Türk ve Moğol boylarını birleştirdi. (Devamı...)


 

Acemi Ocağı ya da Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere Kapıkulu'nun ihtiyaç duyduğu askerleri yetiştirmek için kurulan ocaktır.

Padişah I. Murad saltanatında Hayreddin Paşa ile Molla Rüstem'in girişimleriyle Gelibolu'da kurulan Acemi Ocağı'na ilk asker alımı, "pençik" adı verilen yöntemle savaşlarda elde edilen her beş erkek esirden birinin satın alınmasıyla gerçekleşti. Bu yöntem yerini zamanla devşirme sistemine bıraktı. Bu sisteme göre 3 ila 5 senede bir Osmanlı topraklarında yaşayan Hristiyanlardan 8 ila 20 yaş arasındaki çocuklar devşirilmeye başlandı. Devşirilenler İstanbul'a getirilip Müslüman yapılır ve sünnet edilirdi. Bir kısmı Bostancı Ocağı ve Enderûn için ayrıldıktan sonra kalanlar 3 ila 5 yıl süreyle Türk ve İslam kaidelerini öğrenmeleri amacıyla Türk ailelerin yanına verilirdi. Buradaki görev sürelerini tamamlayanlar ulufe defterine kaydedilerek acemi oğlanı olmaya hak kazanırdı. (Devamı...)


 

The Last of Us, Naughty Dog tarafından geliştirilen, aksiyon-macera ve hayatta kalma-korku türlerindeki, Sony Computer Entertainment tarafından yalnızca PlayStation 3 için yayımlanan video oyunudur. 10 Aralık 2011'deki Spike Video Oyunu Ödülleri sırasında duyurusu yapılan oyun; dünya çapında 14 Haziran 2013'te, Japonya'da 20 Haziran 2013'te satışa sunulmuştur.

Oyun; tüm dünyayı saran ve bulaşanları birkaç saat içerisinde insanlara saldıran yaratıklara dönüştüren salgın bir hastalığın başlamasından yirmi yıl sonrasını, 2033 yılını konu alır. Hastalık sebebiyle medeniyet büyük ölçüde mahvolmuş ve farklı gruplar hâlinde yaşamak zorunda kalan insanlar, hayatta kalabilmek için birbirleri ve hastalıklılara karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu kıyamet sonrası ortamdaki Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen oyun, orta yaşlardaki erkek karakter Joel'un (Troy Baker'ın seslendirmesi ve canlandırması ile), hastalığa karşı bağışıklığı olan genç kız Ellie'yi (Ashley Johnson'ın seslendirmesi ve canlandırması ile) Ateşböcekleri adlı ayrılıkçı bir gruba ulaştırması sırasında ikilinin başından geçenleri konu alır. (Devamı...)


 

George Constant Louis Washington (20 Mayıs 1871 - 29 Mart 1946), Anglo-Belçika asıllı Amerikalı mucit ve iş adamıdır. Geliştirdiği hazır kahve hazırlama yöntemi ve bunun seri üretimini gerçekleştirmek amacıyla kurduğu G. Washington Coffee Company adlı şirketle tanınmıştır.

Belçika doğumlu olan Washington 1897 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin New York bölgesine yerleşmiş, teknik alanlardaki birçok başarısız girişimin ardından hazır kahve üretimine başlamıştır. Orta Amerika'da bulunduğu 1906-1907 yılları arasında elde ettiği deneyimle 1909'da kendi ürettiği kahveyi satmaya başlayan Washington, üretimi hızlandırmak amacıyla 1910 yılında bir şirket kurmuştur. New York ve New Jersey merkezli şirket kısa sürede büyümüş ve ABD ordusunun I. Dünya Savaşı sırasındaki kahve gereksiniminin büyük bölümünü karşılamıştır. Reklamları New York gazete ve radyolarında da yayınlanan şirketin ulaştığı başarı Washington'ı varsıl kılmış; sonuçta mucit Brooklyn'de kaldığı konağın ardından 1927 yılında New Jersey'de bir malikâneye taşınmıştır. (Devamı...)


 

1964 Brinks Oteli bombalı saldırısı, Güney Vietnam'ın başkenti Saygon'daki Brinks Oteli’ne, Vietnam Savaşı sırasında, 24 Aralık 1964 akşamında Vietkong tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıdır. İki Vietkong casusunun, ABD Ordusu'na ev sahipliği yapan otelin altındaki bir arabaya koydukları bombanın patlaması sonucunda biri subay, biri ise astsubay olmak üzere iki Amerikalı öldü. Askeri personel ile Vietnamlı sivillerden oluşan yaklaşık altmış kişi ise saldırıyı yaralı olarak atlattı.

Vietnam komutanları saldırıyı iki amaçla planlamışlardı. Bunlardan ilki; iyi korunan başkentteki bir Amerikan kurumuna saldırarak, ABD'nin Kuzey Vietnam'a hava saldırısı başlatması durumunda Güney Vietnam'daki saldırı kabiliyetlerini göstermekti. İkincisi ise; Güney Vietnamlılara, Amerikalıların zayıf olduğunu ve korunma amaçlı olarak onlara güvenemeyeceklerini göstermekti. (Devamı...)


 

Otomobilin tarihi, 19. yüzyılda enerji kaynağı olarak buharın kullanılmasıyla başlar ve içten yanmalı motorlarda petrolün kullanılmasıyla devam eder. Günümüzde alternatif enerji kaynakları ile çalışan otomobillerin üretilmesi konusunda çalışmalar hız kazanmıştır.

Otomobil, ortaya çıkışından itibaren gelişmiş ülkelerde insan ve yük taşımacılığı konusunda ana ulaşım aracı olarak kendini kabul ettirmiştir. Otomotiv endüstrisi II. Dünya Savaşı'ndan sonra en etkili endüstri kollarından birisi olmuştur. Dünya üzerinde 1907 yılında 250.000 olan otomobil sayısı, 1914'te Ford Model T'nin ortaya çıkışıyla 500.000'e ulaşmış, II. Dünya Savaşı'ndan hemen önce bu sayı 50 milyonun üzerine çıkmıştır. Savaşın ardından geçen otuz yıl içinde otomobil sayısı altı katına çıkmış ve 1975 yılında 300 milyona ulaşmıştır. Dünya üzerinde yıllık otomobil üretimi 2007 yılında 70 milyonu geçmiştir. (Devamı...)


 

Panayia Kilisesi, Panaya Kilisesi, Panagia Kilisesi ya da Koimesis Theotokou Kilisesi; Türkiye'nin Balıkesir ilindeki Ayvalık'a bağlı Cunda'da, harabe hâlindeki bulunan eski bir Rum Ortodoks kilisedir.

Meryem'in ölümüne atfedilen ve o dönem adada var olan Moshonisi adlı kasabanın katedral kilisesi konumundaki yapının inşa tarihi bilinmemekle birlikte, bilinen en eski bahsi 1793 yılına aittir. 1821'de patlak veren Yunan İsyanı sırasında hasar görmesinin ardından, 1834 civarına kadar süren çalışmalar sonrasında tekrar inşa edildi. 1865'te, kasabadaki diğer kiliselerle birlikte Panayia Kilisesi'ne de bir çan kulesi eklendi. Taksiyarhis Kilisesi'nin inşasının 1873'te tamamlanmasıyla birlikte bu kilise kasabanın katedrali hâline geldi. Zaman içerisinde harabeye dönüşerek kullanılmayacak hâle geldiği gerekçesiyle, 1834 civarında tamamlanan yapıya benzer bir şekilde yeniden inşa edilmesine yönelik 1882'de yapılan talep üzerine, 1883'te tamamlanan çalışmalar sonucunda aynı arsa üzerinde yeniden inşa edildi. (Devamı...)


 

Futbol, on birer oyuncudan oluşan iki takım arasında, kendine özgü küresel bir topla oynanan takım sporudur. 21. yüzyıl itibarıyla 200'ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmakta olup dünyadaki en popüler spordur. Futbol maçları dikdörtgen şeklindeki, yapay veya gerçek çimle kaplı sahada oynanır. Sahanın kısa kenarlarının ortalarında birer kale bulunur. Oyuncuların amacı, temelde ayak olmak üzere eller ve kollar hariç vücudunun belli kısımlarını kullanarak topu karşı takımın kalesine sokarak gol atmaktır. İstisnai olarak her iki takımın kalesini koruyan kaleciler, ceza alanı olarak adlandırılan kendileri için belirlenmiş alanların sınırları dahilinde topa elle müdahale edebilmektedirler. Topun; sahanın uzun kenarlarından saha dışına çıkması durumunda taç atışı, kısa kenarlarından dışarı çıkması durumunda ise köşe veya aut atışı ile oyun yeniden başlar. 45'er dakikalık iki devreye ayrılan 90 dakikadan oluşan maçlarda karşı takımdan daha fazla gol atmayı başaran takım galip gelirken atılan gol sayılarının eşit olması durumunda maç berabere tamamlanır. (Devamı...)


 

Babamın Sesi, veya kullanılan Kürtçe adıyla Dengê Bavê Min, Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan'ın yönetmenliğini üstlendiği 2012 çıkışlı dram türündeki Almanya-Fransa-Türkiye ortak yapımı film. Maraş Katliamı'ndan etkilenen Kürt-Alevi bir ailenin hikâyesini konu edinmektedir. Yönetmenlerden Zeynel Doğan'ın ailesinin gerçek hikâyesinden yola çıkılarak oluşturuldu ve filmin merkezinde Doğan'ın babasından kalan kasetler yer aldı. Filmin çekimleri Elbistan ve Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Galası 29 Ocak 2012'de, Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nde düzenlendi; Türkiye'de ilk gösterimi 11 Nisan 2012'de 31. İstanbul Film Festivali'nde yapıldı. Babamın Sesi, Türkiye'deki sinemalarda 2 Kasım 2012'de on üç salonda gösterilerek vizyona girdi. Toplamda on altı hafta gösterimde kalarak 2012'de Türkiye'de vizyona giren tüm filmler içinde en çok izlenen 200'üncü, yerli filmler içindeyse 47'nci film oldu. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü'nü kazandı. (Devamı...)


 

Müsâmeretnâme, Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur. Biri Alexandre Dumas'ın Kraliçenin Gerdanlığı kitabının çevirisi olmak üzere yedi hikâyeden oluşan eser, toplam on iki cüzden meydana gelmektedir. Kölelik, genç erkeklerin yabancı ya da gayrimüslim kadınlarla ilişkiye girmesi, kur yapma ve evlenme gibi temalar işlenmiştir. (Devamı...)


 

Onur Anıtı, Samsun'un İlkadım ilçesindeki Atatürk Parkı'nda yer alan ve şehrin simgesi hâline gelen anıttır. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya dikilen anıt Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı sayılan bu anı simgelemektedir. Anıtın heykeli Samsun Valisi Kâzım Paşa tarafından Samsun halkı adına Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'e 1927 yılında sipariş edilmiş, aynı yıl 19 Mayıs günü kaidenin resmî temel atma töreni yapılmış, 1928 yılında Viyana'da başlayan heykelin yapım süreci 1931 yılında sonlanmış ve heykel kaidesine 29 Ekim 1931 tarihinde dikilmiştir. 15 Ocak 1932 tarihinde anıtın resmî açılışı yapılarak cumhuriyet tarihinin on üçüncü anıtı, Heinrich Krippel'in ise Türkiye'deki dördüncü anıt çalışması olmuştur. Tunçtan yapılmış olan heykelin yüksekliği 4,75 metre (15,6 ft), taş blok kaidenin yüksekliği 4,10 metre (13,5 ft), tüm anıtın yüksekliği ise 8,85 metredir (29.0 ft). Heykel için $37.000'a anlaşılmış, buna ek olarak heykeltıraş Heinrich Krippel'e ise $5.500 ödeme yapılmıştır. (Devamı...)


 

Thierry Henry (d. 17 Ağustos 1977), Antiller asıllı Fransız teknik direktör ve eski futbolcudur. Gençlik yıllarında yerel takımında oynadığı ve büyük umut vadeden bir futbolcu olduğunu gösterdiği Paris'in varoş semtlerinden olan Les Ulis, Essonne'da doğdu ve yetişti. AS Monaco tarafından yetenekleri fark edilen Henry ile hemen sözleşme imzalandı ve Henry profesyonel anlamda sahalara ilk olarak 1994'te adım attı. Sergilediği güzel grafik onu İtalya şampiyonu Juventus'a transfer olmadan önce Fransa millî futbol takımına kadar yükseltti. Arsenal'a £10,5 milyon bedelle transfer olmadan önce kanatta sergilediği performansla düş kırıklığı yaratan bir sezon geçirdi. Arsenal'da iken adını dünya çapında bir üne kavuşturdu. İlk başlarda Premier League'de güçlük çekmesine karşın Henry hemen hemen her sezon Arsenal'ın en golcü oyuncusu olmayı başardı. Danışmanı ve koçu Arsène Wenger'in uzun süreli yönlendirmeleri sonucunda Henry çok üretken bir futbolcu hâline geldi ve Arsenal'ın boy gösterdiği tüm turnuvalarda ve Premier Lig'de toplam 226 golle en önemli golcüsü oldu. (Devamı...)


 

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı, Fuat Bey tarafından 14 Kasım 1914'te çekilen ve Türk sinema tarihinin başlangıcı kabul edilen Osmanlı kısa belgesel filmidir. Ayastefanos yakınlarındaki Kalitarya'da 93 Harbi'nin anısına Ruslar tarafından inşa edilen Ayastefanos Rus Abidesi'nin yıkılışının konu edildiği film Avusturya-Macaristan şirketi Sascha-Meßter-Film'in yapımcılığında Osmanlı ordusu adına 150 metrelik filme siyah-beyaz olarak çekilmiştir. Öte yandan bazı kaynaklarda filmin gerçekten çekilip çekilmediği tartışma konusu olmuştur. 1953 yılında Nurullah Tilgen tarafından ilk Türk filmi olduğu ortaya atılmış, filmin hiçbir kopyasının bulunamaması ve varlığına dair somut bir delilin olmaması nedenleriyle bu iddiaya karşılık ilk şüphe de 1970 yılında Nijat Özön tarafından dile getirilmiştir. Filmi izlediğini iddia eden tanıkların ortaya çıkmasına rağmen sinema tarihçileri hâlen filmin gerçekten çekilip çekilmediği konusunda hemfikir değillerdir. (Devamı...)


 

Belarus arması, 1995 Belarus referandumu 1991-1995 yılları arasında kullanılan Pahonya armasının yerine kullanılmak üzere halk tarafından seçilen, Belarus'un resmi devlet arması. Belarus'un ulusal sembollerinden biri olan armada Belarus haritasının yeşil renkteki ana hatları altın güneş ışınlarının üzerine yerleştirilmiş, güneşin bir kısmı da Avrasya topraklarının gösterildiği dünya haritasıyla kapatılmıştır. Armanın sağ ve sol taraflarında Belarus bayrağındaki renkler olan kırmızı ve yeşil renkte kurdelenin sarılı olduğu buğday sapı figürleri mevcuttur. Sol buğday saplarında yonca, sağ buğday saplarında ise keten resmedilmiştir. En üstte tam ortada kızıl yıldız sembolü bulunur. Armanın en altında ortada Belarusça "Belarus Cumhuriyeti" yazar. Arma Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından kullanılan armaların benzer bir varyasyonudur. Aralarındaki en belirgin fark ortada kullanılan orak ve çekiç ambleminin yerine konulan Beyaz Rusya haritası figürüdür. (Devamı...)


 

Muhayyelât, Giritli Ali Aziz Efendi'nin 1796-1797 arasında yazdığı ve ilk defa 1852 yılında basılan hikâyedir. Modern Türk hikâyesinin başlangıcı sayılmaktadır. Eser, bir yandan masal öte yandan da hikâye özelliği gösteren, Binbir Gece ya da Binbir Gündüz türünden masalları benimsemiş bir anlatıma sahiptir. Muhayyelât'ın Doğu hikâyeciliğinin genelgeçer örneklerinden ayrılan yönü, İstanbul'un 18. yüzyıl yaşamından yerler seçilmiş olmasıdır. Muhayyelât'taki bazı hikâyeler, "kadîmü'l eyyâmda terkibi"yle başlar ve düşsel bir mekânda geçer. Hikâyelerde cinler, periler, büyü, sihir gibi olağanüstü ögeler bulunmaktadır. Eser, Tanzimat edebiyatı yazarları tarafından "artık terk edilmesi gereken, gerçek dışı anlatı"ya örnek olarak verilmiş ve alaya alınmıştır. Birinci baskısı 1852 yılında İstanbul'da Darü't-Tıbaati'l-Âmire (Matbaa-i Âmire) ve Takvim-i Vekayi Matbaası'nda yapılmıştır. Daha sonra 1867'de Mekteb-i Harbiye-i Şahâne Matbaası'nda ve son olarak 1873'te İzzet Efendi Matbaası'nda iki baskısı daha yapılmıştır. (Devamı...)


 

Si Ronda, yönetmenliğini Lie Tek Swie'nin üstlendiği, 1930 çıkışlı Hollanda Doğu Hint Adaları yapımı aksiyon türündeki sessiz filmdir. Başrolünde Bahtiyar Efendi'nin rol aldığı ve çağdaş Batavi sözlü geleneğine dayanan film, zamanında etnik Çinliler ile yerli izleyiciler arasında popüler olan bir lenong'dan uyarlandı. Silat alanında yetenekli Si Ronda olarak bilinen ve zenginden alıp fakirlere vermesiyle tanınan Batavi haydutun maceralarını ele almaktadır. Filmin kaynağı olan lenong hikâyelerinde Ronda, genellikle Robin Hood tarzında biri olarak tasvir edilmektedir. Amerikalı görsel antropolog Karl G. Heider 1950'den önceki tüm Endonezya filmlerinin kaybolduğunu belirttiği için artık kaybolduğu düşünülen film, 1929-1931 yılları arasında çıkan dövüş sanatları filmlerinden biridir. Si Ronda, zamanında etnik Çinliler ile yerli izleyiciler arasında popüler olan bir lenong'dan uyarlandı. (Devamı...)


 

MissingNo., video oyunları Pokémon Red ile Pokémon Blue'da bulunan, oyun hatası sonucu ortaya çıkan gayriresmî bir Pokémon türüdür. "Missing Number" (Türkçe Kayıp Numara) anlamına gelen MissingNo. oyunun geliştiricisi Game Freak tarafından hata işleyicileri olarak kullanılmakta ve bu hata işleyiciler, oyun mevcut olmayan bir Pokémon türüne erişmeye çalıştığında ortaya çıkmaktadır. Oyunda karşılaşılan üç farklı durumda, programlama sorunu nedeniyle oyuncular glitch (ufak hata) üzerinden MissingNo. ile karşılaşabilirler. MissingNo. ile karşılaşma grafiksel hatalara ve oyuncunun item (madde, öge) menüsündeki altıncı ögenin toplu çoğalmasına neden olmaktadır. Menüdeki bu hata nedeniyle MissingNo., strateji rehberleri ve oyun dergileri tarafından ele alındı. IGN, Pokémon Red ve Blue'da MissingNo.'nun görünmesini en meşhur video oyunu hatalarından biri olarak ele aldı. Serinin hayranları, MissingNo.'yu oyunun geçtiği evrenin düzeninin bir parçası olarak mantık çerçevesine oturtmaya çalıştılar. (Devamı...)


 

"Homer's Phobia", Simpsonlar'ın sekizinci sezonunun on beşinci bölümüdür ve ilk kez 16 Şubat 1997'de, Amerika Birleşik Devletleri'nde Fox Broadcasting Company'de yayınlanmıştır. Bölümde Homer, yeni aile dostu John'un eşcinsel olduğunu öğrenince ondan uzaklaşır. Arkadaşının, oğlu Bart üzerinde olumsuz bir etki yaratmasından korkar ve Bart'ın heteroseksüelliğini garantiye almak için onu ava çıkarmaya karar verir. Bölüm Mike B. Anderson tarafından yönetildi ve Ron Hauge tarafından yazıldı. "Homer's Phobia", Hauge'ın yazdığı ilk Simpsonlar bölümüdür. "Homo Bart", dizi sorumluları Bill Oakley ile Josh Weinstein'in Lisa'nın "şaşaalı şeylerin sevincini keşfetmesi" konusunu içeren bir bölüm yapmayı planlarken bir bölüm için bir başlangıç ​​fikri olarak ortaya çıktı. Oakley ve Weinstein iki fikri birleştirdi ve sonuç olarak "Homer's Phobia" ortaya çıktı. Fox, konusundan ötürü bölümü yayınlamayı uygun bulmayarak sansürledi fakat Fox personelinde iş kaybı sonrası karar iptal edildi. (Devamı...)


 

Aşk (İngilizce özgün adıyla Her, Türkçe anlamı O), yönetmenliğini ve senaristliğini Spike Jonze'un üstlendiği, romantik dram ve bilimkurgu türlerindeki 2013 çıkışlı Amerikan filmidir. Başlıca rollerinde Joaquin Phoenix, Amy Adams, Rooney Mara, Olivia Wilde ve Scarlett Johansson'ın yer aldığı film; Phoenix'in canlandırdığı Theodore Twombly'nin, Johansson'ın seslendirdiği Samantha adlı yapay zekâya sahip bir işletim sistemine aşık olması ve ikili arasında yaşanan ilişkiyi konu alır.

Jonze, 2000'lerin başında İnternet'te okuduğu ve yapay zekâya sahip bir programla anlık sohbet edilebilen bir web sitesi hakkındaki makale sonrasında böyle bir film yapmayı düşündüğünü belirtti. Benzer temalar içeren 2010 yapımı I'm Here adlı kısa filmi çekmesinin ardından bu proje üzerinde yoğunlaştı. Yaklaşık beş ayda oluşturduğu senaryonun ilk taslağı sonrasında, 2012 ortalarında başlanan filmin çekimleri Los Angeles ve Şanghay'da gerçekleştirildi. (Devamı...)


 

Kuark, bir tür temel parçacık ve maddenin temel bileşenlerinden biridir. Kuarklar, bir araya gelerek hadronlar olarak bilinen bileşik parçacıkları oluşturur. Bunların en kararlıları, atom çekirdeğinin bileşenleri proton ve nötrondur. Renk hapsi olarak bilinen olgudan ötürü kuarklar asla yalnız bir şekilde bulunmaz, yalnızca baryonlar ve mezonlar gibi hadronlar dahilinde bulunabilir. Bu sebeple kuarklar hakkında bilinenlerin çoğu hadronların gözlenmesi sonucunda elde edilmiştir. Kuarklar; elektrik yükü, renk yükü, spin ve kütle gibi çeşitli yapısal özelliklere sahiptir. Kuarklar, parçacık fiziğinin Standart Model'inde dört temel kuvvetin (elektromanyetizma, kütle çekimi, güçlü etkileşim ve zayıf etkileşim) tümüyle de etkileşen, aynı zamanda elektrik yükü temel yükün tam sayı katı olmayan tek temel parçacık ailesidir. Yukarı, aşağı, tılsım, garip, üst ve alt olmak üzere çeşni olarak bilinen altı tip kuark bulunmaktadır. (Devamı...)


 

Vince Kasırgası, 8 Ekim 2005'te Atlas Okyanusu'nun kuzeydoğusunda meydana gelen kasırgadır. 2005 Atlantik kasırga mevsiminin bir parçası olup tropikal siklonlar için çok soğuk olduğu düşünülen sularda ortaya çıkmıştır. Kasırga, çok aktif geçen bu kasırga mevsiminde gerçekleşen 20. adlandırılmış hava olayı ve 12. kasırgadır.

8 Ekim tarihinde ekstratropikal sistem olarak başlayan bu hava hareketi, Azorlar'ın güneydoğusunda subtropikal fırtına özelliği göstermeye başlamıştır. ABD Ulusal Kasırga Merkezi bu sistemi ertesi gün, etkinlik kasırgaya dönüşmeden hemen önce adlandırmıştır. Vince deniz üzerinde etkisini yitirmiş ve 11 Ekim tarihinde İber Yarımadası'na düşük yoğunlukta yağış bırakmıştır. Bu özelliği 1842 İspanya kasırgasından sonra gösteren ilk fırtına olan Vince, İspanya üzerinden geçerken dağılmış ve bu hava hareketinden geriye kalanlar ise Akdeniz'e yönelmiştir. (Devamı...)


 

Dünya'nın geleceği konusunda birçok uzun vadeli etmenin muhtelif etkilerine dayanarak biyolojik ve jeolojik çıkarımlar yapılabilir. Bu etmenler Dünya yüzeyindeki kimyayı, gezegenin iç soğuma oranını, Güneş Sistemi'ndeki diğer nesnelerle yerçekimi etkileşimlerini ve Güneş'in parlaklığında sürekli bir artışı içerir. Bu ekstrapolasyondaki belirsiz faktör, gezegende değişimlere neden olabilecek iklim mühendisliği gibi insan teknolojilerinin sürekli etkisidir. Sonuçları beş milyon yıl sürebilecek mevcut Holosen yok oluşuna teknoloji neden olmaktadır. Ayrıca teknolojinin, insanlığın yok olmasına yol açabileceği ve gezegeni, yalnızca uzun vadeli doğal süreçlerden kaynaklı daha yavaş bir evrimsel hıza geri döndürebileceği de düşünülmektedir.

Göksel olaylar yüz milyonlarca yıllık zaman aralıklarında biyosfer için küresel bir risk oluşturarak kitlesel yok oluşlara neden olabilir. Bu riskler, kuyruklu yıldız veya asteroit çarpmaları ve süpernova olarak adlandırılan yıldız patlamalarının 100 ışık yılı güneş yarıçapı içinde gerçekleşme olasılıklarından oluşur, diğer jeolojik etmenler ise daha öngörülebilirdir. (Devamı...)


 

Bizans ikonoklazmı (GrekçeΕἰκονομαχία, İkonomahia), Bizans İmparatorluğu'nda ikonaların tahrip edildiği ve ikonalarla eden Bizans ikonoklazmının ilk devresi III. Leon'un 726 yılında Halki Kapısı üzerinde bulunan İsa heykelini indirmesi ile başlayıp 787'de İkinci İznik Konsili'nin ikonoklazmı lanetlemesi ile son bulurken ikinci devre ise 814'te V. Leon tarafından yine Halki İsası'nın yerinden indirilmesi ile başlayarak 843'te yine bir konsilin ikonoklazm karşıtı kararları ile sonlanmıştır. Roma paganizmindeki pratiklerden kaynağını aldığı düşünülen ikonalar, iki boyutlu tasvirler iken zaman içerisinde bu anlayış değişmeye başlamış ve elbiselere dahi tasvirler işlenmeye başlanmıştır. (Devamı...)

  NODES
todo 1