Ayrıca bakınız: PAS, pâs

Türkçe

değiştir

pas (belirtme hâli pası, çoğulu paslar)

  1. su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde
    Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı. - L. Tekin
  2. genellikle midenin bozulmasından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz tabaka, bar
  3. bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahve rengi lekeler; bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı
  4. bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi

Çekimleme

değiştir

Atasözleri

değiştir

Çeviriler

değiştir

pas

  1. (iskambil) bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir

pas

  1. pas, tut

Çağatayca

değiştir
  1. zenk, paslanmış, bicevher

Fransızca

değiştir

pas e

  1. adım

Gagavuzca

değiştir

Eski Türkçe pas

pas

  1. kalıp

Felemenkçe

değiştir

pas

  1. adım

Sırp-Hırvatça

değiştir

pas

  1. (köpekgiller, evcil hayvanlar) (Sırp, Hırvat ağzı) köpek, it

Kaynakça

değiştir
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki
  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.

Yahudi İspanyolcası

değiştir

pas

  1. barış, sulh
  NODES